artwork

“Dün, dünle beraber gitti cancağzım”

10 yıl önce

0

Bu yıl JWT’nin 150, Manajans’ın 70. doğum yılı. Bunca yıldır dünyanın ve ülkemizin en önde gelen ajanslarından biri olabilmenin sırrını prensiplerimize ve şeffaflığımıza bağlı kalmanın yanında hep yeni kalmakta ve yeninin peşinde koşmakla açıklayabiliyorum. SXSW’ye katılışımızın altında yatan motivasyon “yeni”ye olan açlığımız…

Belki gecikmiş bir buluşmaydı bu ama sonunda biz de önemli bir katılımla Austin’e dünyanın en önemli interaktif konferanslarına SXSW’ye gittik. Manajans’ın Dijital Yaratıcı Yönetmeni Direnç Işık, Manajans İnteraktif Bölüm Yöneticisi Emre Süvari ve ben.

Austin, neredeyse Türkiyemiz kadar büyük bir devlet olan Texas’ın başkenti ve Eskişehir gibi bir üniversite kenti. Güney şehirlerinin ıssızlığı yok burada. Bunda Texsas Üniversitesi’nin ve Austin ile özdeşleşmiş şehrin her köşesinde yaşayan canlı müzik kültürünün büyük payı var sanıyorum.

Kaliforniya’dan sonra dünyanın en önemli start-up kaynağı ve birçok teknoloji firmasının doğum yeri. SXSW’nin burada olmasına şaşırmıyorum. SXSW sadece interaktif üzerine değil, yeni müzik ve yeni filmi de kapsayan dev bir organizasyon ve bu organizasyonu şehrin dev konferans salonlarına sahip sergi sarayında değil şehirdeki neredeyse her salona yayarak yapıyorlar. Oradan oraya koşturuyorsun, sıralara giriyorsun ve o sıralarda geleceğin Zuckerbergleriyle tanışıyorsun belki…

Önce genel olarak ne hissettiğimden ve buradaki felsefeden bahsetmek istiyorum. İlk hissettiğim şey özgürlük. Sonra yine özgürlük ve bu özgürlüğün geleceğimize açtığı pencerelerden gelen olumlu rüzgar. Uzun zamandır unuttuğum bir duyguydu bu; geleceğe güvenmek! Teknolojiyle ve bu teknolojiyi yaratan insanların gülümseyen, birbirine katıldıkça, konuştukça, paylaştıkça çoğalan ve ortak enerjiyle yükselen bir “deneme ve illaki yapma” kültürü.

Her köşeden bildiğimiz bir şeyi daha kolay yapabilmenin yollarıyla ilgili ya da henüz aklımızın köşesinden geçmemiş bir iş fikri yükseliyor. Rekabetten çok paylaşım esaslı bir hava var. Cannes’da sıklıkla rastladığımız “dünyayı ben yarattım” tavırlarına rastlamadım. Notlarıma gelecek olursak 4 ana konunun çevresinde daha çok durulduğunu fark ettim.

1- Bireysel özgürlükler, mahremiyet ve güvenlik: İnternette güvenlik konusu sanırım 10’dan fazla oturumun konusuydu. Hepimizin internette bıraktığı izler var ve bunların oluşturduğu kişisel data’ya büyük firmaların ve devletlerin ilgisi büyük.

Google gibi şirketler bu izlerin kişinin kendi inisiyatifinde kalabilmesi için büyük yatırımlar yapıyor ve kişisel mahremiyet için yeni şifreleme teknolojiler ve protokoller geliştiriyorlar. Kendi kendini yok eden mesajlar, bir süre sonra silinen dosyalar ve fotoğrafları daha çok duyacak ve kullanmaya başlayacağız. Ayrıca çocuklarımızla web’de bırakacakları izlerle ilgili konuşmalara hazırlanalım… İsimlerin doğrudan paylaşılmadığı yeni sosyal medya platformlarına alışalım. Takip için iyi aplikasyonlar: TigerText, Wickr, Frankly, Gryphn, Secret ve Whisper.

2- İnternetin geleceği ve data:

Ülkelerin ve kurumların data kullanımına ve bu datayı içerde tutma ile ilgili çabalarının artacağını görebiliyoruz. İnternet açık bir denizden, sınırları ve katmanları olan bir hale geliyor. Eldeki ve ulaşılabilir bilginin kullanım alanı genişlerken bu bilginin mülkiyet meselesi karşımıza daha çok çıkacak.

3- Giyilebilir teknolojiler ve robotlar:

Bu konu çok geniş ve çeşitli ele alındı. Davranış biçimlerimizi değiştirebilecek yenilikler var. Gözlükler, bileklikler, kolyeler, tişörtler. Çoğu insanın daha iyi bir hayat yaşayabilmesi için izleme, kontrol ve önerme yapan edevatlar bunlar. Ancak eğlence ve yeniden yaratılan gerçeklik konusu da yakın gelecekte kullanacağımız mecraları değiştirecek. Fuar alanında birkaç robot ile konuşma fırsatım oldu diye yazıyorum ve bunu yazarken dahi şaşırıyorum…

4- 3D baskı: Bu ayrı bir bölümü hak eden bir konu. Oreo gözümün önünde bisküvi bastı. Lego model programları üzerinden de satış yapacak… Ve bu daha başlangıç…

SXSW bitirilemez bir maratondu. Ben de burada yakalayabildiğim tarafını anlatmayı bitiremem. Özet olarak, SXSW bir işi nasıl yapacağınızı size anlatan, formüllerin konuşulduğu bir yerden çok yeni “ŞEY”lerin konuşulduğu, insanların yeniyi anladığı ve paylaştığı bir yer. Pazarlama iletişimcileri orada neden olmalı sorusuna bin cümle ile cevap verebilirim ama ben sadece ilkini buraya Mevlana’nın bir sözüyle yazmak istiyorum: “Dün, dünle beraber gitti cancağızım; bugün yeni şeyler söylemek lazım.”

 

Tuğbay Bilbay

Manajans CEO & CCO

@tugbaybilbay

Bu yazı Campaign Türkiye Nisan 2014 sayısında yayınlanmıştır.