artwork

Dil Zekası

3 yıl önce

0

İletişimin etki yaratma işi olduğunu söyleyen Uğur Nalbantoğlu, iletişim sürecinde her zaman dikkatli olunması gerektiğine ve kullandığımız dilin davranış yaratma üzerindeki önemine dikkat çekiyor.

Lev Vygotsky. 

Rus psikolog. 

‘Düşünce ve Dil’ kitabında düşünmenin içselleşmiş bir konuşma olduğunu söylüyor. 

Bir başka deyişle, sosyal öğrenme gelişimden, ilişki ve iletişim de zihinsel büyümeden önce geliyor. 

Vygotsky, zekanın belirlenebilen statik bir şeymiş gibi ölçümlenmesine karşı çıkıyor.

Önemli olanın kendi ilişki alanımız içindeki insanlarla birlikte deneyimlemek, öğrenmek ve ilişki kurmak olduğunu vurguluyor.

Her şeyi değiştirebileceği, her şeyi iyileştirebileceği ve kendine uyarlayabileceği inancıyla beslenen insanoğlunun en büyük yanılgısı.

Daha becerikli kişiler ile kurulan ilişkiler, ‘sonuca’ ulaşmak için bizi daha ileriye götürüyor. 

İletişim, ilişki ve deneyim ile yürüyoruz, öğreniyoruz çok net. 

Ancak bu durum – yani ilişkiler ve iletişim – hayatımız boyunca kurmaya çalıştığımız ‘Kağıttan Kule’ gibi. 

Güveni sarsarsan yıkılıyor. 

‘Açık iletişim’ yanlış anlaşılmış, anlatılmış bir konu hayatımızda. 

Her şeyi değiştirebileceği, her şeyi iyileştirebileceği ve kendine uyarlayabileceği inancıyla beslenen insanoğlunun en büyük yanılgısı.

Açık sözlü, açık iletişim kuruyor çünkü ağzına geleni söylüyor. 

Akıllara ve yüreklere konuşmuyor. 

– Ben böyleyim.

Hmmm. 

Yersen. 

İletişimin ve algı yönetiminin insan hayatının her yerini etkileyen güçlü bir konu olmasının temel nedeni, bir değişimi tetiklemesi ve etki yaratmasında yatıyor. 

İnsanın doğru zamanda doğru kelimeyi kullanma yetisini kazanma sorumluluğu var çünkü bir sonraki adımda akılları ve yürekleri etkiliyor, bir sonuç, bir davranış ortaya çıkarıyorsun. 

Bazı lider ve yöneticilerin sık kullandığı bir söylemdir. 

Ekibi veya kendine bağlı olanları karşısına alır  ‘kötü bir haber duymak istemediğini’ vurgular. 

Söylemini şöyle düzenler, ‘Size, açık sözlü olarak net bir dille söylüyorum. Bana gelip sorunlarınızı anlatmayın. Bir sorununuz varsa, bu sorunu öncelikle kendiniz çözün.’

İçinizden ‘e ne var bunda’ dediğinizi duyar gibiyim.

Bu davranış ve dil, aslında doğru gözükse de, içinde tuzaklar barındırır. 

İletişime, hele bir sorun olduğunda, kilit vurmak risklidir. 

Böyle bir dil kullandığınızda sorunları çözemeyen ve desteğe ihtiyaç duyan insanlar her durumda size ‘Her şey yolunda’ cevabını verir.

Konuyu kapatır.  

İnsanları ‘sorunları gizlemeye’ teşvik edersiniz. 

İletişim, etki yaratmak işidir.

Ağzına geleni söylemek, düşünmeden konuşmak akıl işi değildir. 

Bir duralım, başka tarafa bir bakalım. 

İnsan doğasının iki temel bileşeni var .

Bilmek ve yapmak. 

Sadece bilince olmuyor değil mi ? 

Gerçekleştirmek yani yapmak gerekiyor. 

Yapmak yani ortaya koymak, iletişim sürecinde dikkatli olmak, algıyı açık tutmaktan geçer. 

Rahmetli annemin dediği gibi. 

‘Önce aklın, sonra dilin evladım.’ 

Michelangelo’nun Davut heykeli…

1504 yılında Floransa’da şehrin içinde 4 saatlik yolculuğun ardından, 5 metre büyüklüğündeki Rönesans’ın en büyük şaheseri Piazza della Signoria’ya ulaşır. 

Tahta bir kafes içerisinde, yağlı direkler üzerinde kaydırılarak büyük emekle taşınır. 

Michelangelo 3 yıl emek verir bu heykele, bitirdiğinde 30 yaşında bile değildir.

Birinin çöpü, başkasının hazinesidir. 

Davut heykeli atıl durumda olan, tek bloktan oluşan bir mermerden doğmuştur. 

Michelangelo, Davut heykelini daha önce iki heykeltıraşın kenara koyduğu bir mermerden yapar.

Bu heykel, Michelangelo’nun itibarının mermeridir.

Vura vura bu, 3 yılda ‘Davut’u ortaya çıkarmıştır. 

Michelangelo’ya, tek bloktan, bu detayda bir heykeli nasıl yaptığı sorulur.

“Mermerden Davut ile ilgili olmayan şeyleri çıkardığımda kendiliğinden ortaya çıktı.” diye cevap verir. 

İtibar; iletişimin akıl, emek ve detayla yoğrulmasıyla ortaya çıkar. 

Hiçbir zaman tesadüfi değildir. 

Uğur Nalbantoğlu

Stratejik iletişim Uzmanı / Akademisyen

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 113. sayısında yayımlanmıştır.