Dijitalleştirebildiklerimizden misiniz?

“Dijital” kelimesi son dört beş yıldır günlük hayatta bu kadar çok kullanılır oldu. Ancak acaba dijital kurumsala hazır mıyız? Şu bir gerçek ki bir internet sitesi kurduğunuzda ve antetli kağıdınıza da www başlangıçlı adresi koyduğunuzda dijitalleşmiş sayılmıyorsunuz. Dijital bir şirketiz diyebilmek için çok yol alınması gerekiyor.

PwC Global tarafından 2014 senesinde şirketlerin üst düzey IT yöneticileri seviyesinde yapılan Digital IQ isimli araştırmada bunun kolay olmadığını teyit eder sonuçlar var. Dijital IQ özetle; şirketlerin dijital sağlık durumlarını ve dijital transformasyon sürecindeki gelişim seviyelerini ölçen bir çalışma.

2014 senesinde IT harcamalarının toplamının tüm dünyada 3,8 trilyon dolar seviyelerinde olması bekleniyor. Bu tutar geçtiğimiz yıla göre %3,1’lik bir büyüme oranına denk geliyor. Çok yüksek değil mi? Bu tutarın belli bir payının Türkiye’deki mevcut ekonomik koşullar içinde ciddi bir maliyet olarak şirketlerin gündemine geldiğini biliyoruz.

Şirketlerin bu transformasyonda başarılı olabilmesi için süreçlerde tecrübe edilen gereklilikler şu şekilde sıralanmış:

 1- CEO’nun süreci sahiplenmesi

Ankete katılanların %74’ü endişeli. Neden mi? Rekabette geri kalma endişesi elbette. Piyasadaki verileri zamanında ve doğru okuyup gerekli adaptasyon için zamanında karar verebilme endişesindeler.

Yapılan görüşmelerde CEO tarafından sahiplenilen transformasyon süreçlerinin şirket içinde karar alma ve uygulama hızını artırdığı ve rakiplere göre avantaj sağlandığı belirtilmiş. Yani, soruyorlar adama, patronun işinin başında mı diye!

Çıkan değerlendirmelerde görünen, bu konuda en çok ilgili CEO’lar sağlık sektöründe, en az ilgililer de perakende sektöründe.

Büyüme ve maliyet hedefleri, ürün ve hizmet yönetim süreçleri, ortaklıklar, pazarlama ve müşteri yönetimi süreçleri, yetenek yönetimi ve şirkette kalmalarının temin etme çalışmaları çeşitlendirilebilecek alanlarda sorulması gereken soru şu: Dijital alternatiflerimiz nedir? Dijital uygulamalar yeni bakış açıları getirecek mi?

2- Güçlü bir CIO-CMO ilişkisi

Büyük organizasyonlarda karşımıza çıkan CIO pozisyonu artık “o da ne?” şeklinde karşılanmıyor. Dijitalleşme süreçlerinde rolü de oldukça önemli.

Bu süreci başarıyla yöneterek dönüşmüş şirketlerin CIO-CMO ilişki ve iletişiminin %70’inde oldukça iyi olduğu verilen yanıtlardan anlaşılıyor. İşi fiilen yapan ve dönüştürmeye çalışanın birbirlerinin işini iyi anlamaları, destek olmaları tartışmasız önemli. Neticede bakarsanız ekip oyunu bu. Birlikte çalıştığınız, aynı gemide olduğunuz iş arkadaşlarınızdan destek alamazsanız kendi oyun alanınızda dönüp kalır, başarısız olursunuz. Yani şirketiniz başarısız bir dönüşüm süreci geçirmiş olur.

Bu konuda en “işbirlikçi” yüksek oran %61 ile enerji sektöründe (Power & Utilities), en düşük ise %43 ile endüstriyel ürün üreticilerinde.

3- Dışarıdan yeni fikirler

Hani eleştirmeyeyim diyorum ama genelde “bilgi”ye para verme konusundaki “bilinç” düzeyi henüz istenilen seviyede olmayan piyasamızda da karşılaştığımız “biz yaparız abi ne gerek var danışmana kamyonla para vericez!” yaklaşımı ile başlayıp sonra toparlamak için girdiğimiz “kamyonla” proje var.

Nitekim, yapılan araştırmada teknoloji şirketlerinin en üst sırada ve %41 oranında bir “evet” cevabıyla şirket dışından kaynaklarla bu ihtiyaçlarına cevap aradıkları sonucu çıkmış. Farklı bir bakış açısı yeni ufuklar açabilir.

4- Göz bebekleri nerede?

Gelecek dönemler için ajandalara hakim olacak konulardan bazıları; data mining, private cloud, sibergüvenlik ve yeni sosyal medya enstrümanları şeklinde görülüyor.

Daha ne olsun ki demeyin. Hazır olmakta fayda var, bildiğimiz şeyler yakın bir gelecekte değişecek.

Geçen ay yazımda geri kafalı bir şekilde dijital destekli fiziksel yaşadığımı belirtmiştim. Aldığım tepkiler bu konuda yalnız olmadığımı gösterdi ya, çok mutluyum.

Murat Çolakoğlu

PwC Türkiye Şirket Ortağı – Eğlence ve Medya Sektör Lideri

@mcolak001

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Mayıs 2014 sayısında yayınlanmıştır.