artwork

Deniz Dülgeroğlu: “Eşitsizlik, zam isteyecek kadının kırmızı rujunu silmesidir”

6 yıl önce

0

Rafineri Reklam Yazarı Deniz Dülgeroğlu, bu yıl Cannes Lions’ın bir parçası olan “See It, Be It” inisiyatifinin Türkiye’den tek katılımcısı. Geleceğin yönetici kadınlarından biri olan Deniz Dülgeroğlu çok önemli bir soru soruyor: “Sektörde eşitlik varsa kadın kreatif direktörler nerede?”

Campaign Türkiye Cannes Lions See It Be It Initiative’den biraz bahseder misiniz?

Deniz Dülgeroğlu Programın amacı liderlik potansiyeli olan ve sektörel değişimin öncüsü olmak isteyen kadın reklamcıları seçmek ve onların kariyerlerine destek vererek yükselişlerini hızlandırmak. Bu kadınlar yükselsin ki sektördeki yönetici kadın sayısı artsın isteniyor. Hani bundan on yıl öncesini hatırladığımızda otobüste, uçakta saatlerce sigara dumanı soluyup buna nasıl ses çıkarmadığımıza inanamıyoruz ya, inanıyorum ki yıllar sonra bir zamanlar yönetici pozisyonunda 9 erkeğe karşılık 1 kadın olmasını nasıl doğal karşıladığımızı düşündükçe de hayrete düşeceğiz.

Programın başında R/GA Yetkili Yaratıcı Yönetmeni Chloe Gottlieb ve #WomenNotObjects kampanyasının yaratıcısı Madonna Badger var. Cannes Lions Festivali ile eş zamanlı olarak gerçekleşiyor. Konaklama, uçak biletleriniz ve festival için “Delegate Pass”iniz Cannes Lions tarafından karşılanıyor. Program boyunca sektörün önde gelen (hem erkek hem de kadın) isimleriyle tanışıyor, onlardan eğitim alıyor ve network’ünüzü genişletiyorsunuz. Programdan önce yapılan karakter testleri sonucunda size özel belirlenen 3 mentor ile birlikte çalışarak kariyer planınızı yapıyorsunuz.

Campaign Türkiye Reklam sektörünün Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda nispeten demokratik bir alan olduğu söyleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, deneyimleriniz neler?

Deniz Dülgeroğlu Türkiye’de reklam sektöründe cinsiyet eşitliği olduğunu söyleyenler, rica etsem ajans kadrolarında eksik olan yüzlerce kadın kreatif direktörün nerede saklandığını da söyleyebilirler mi? Kadın erkek eşitsizliği var demek, kadınlar iş yerinde fiziksel şiddet görüyor ya da kadınlara ofiste daha az yemek, zımba teli veriliyor demek değil. Eşitsizlik, erkek sadece başarı potansiyeli olduğu için terfi ederken kadından geçmişteki başarılarının listesinin istenmesidir. Erkek maskülenleştikçe iş yaşamında daha güvenilir bir yönetici imajı çizerken, kadının zam isteyeceği görüşmeye girmeden tuvalette kırmızı rujunu silmesidir. Bazı erkekler elini kolunu rahatça sallarken, bazı kadınların o elin işlediği suçlara şahit olmasına rağmen korkusundan susmasıdır. Ben eşitlik olduğunu falan düşünmüyorum. Sakalımın olduğu paralel bir evrende çok daha rahat bir yaşam sürdüğümü biliyorum. Bu sadece benim için değil, bu sektörde çalışan her kadın için böyle.

Türkiye’de reklam sektöründe cinsiyet eşitliği olduğunu söyleyenler, rica etsem ajans kadrolarında eksik olan yüzlerce kadın kreatif direktörün nerede saklandığını da söyleyebilirler mi?

Campaign Türkiye Sizce cinsiyet eşitliğini topluma yaymak için reklamcılar neler yapabilir?

Deniz Dülgeroğlu Her inşaat firmasının reklam filminde kapı çalınca kadın açıyor ve işten gelen erkeği karşılıyorsa, televizyon karşısında bunu izleyen çocuğun kafasındaki “normal” de bu şekilde kodlanır. İzlediği tablo yanlış değildir ancak olası tek tablo da o değildir. Bu nedenle hayatta olması gereken çeşitliliği reklama da taşımak gerekir. Hijyenik ped ya da diyet yoğurt reklamları haricinde de başrolleri kadın yapabiliriz. Bugün Cannes’da cinsiyet eşitliğine aykırı duran hiçbir reklam başvurusunun kabul edilmemesi, ister istemez sektördeki tüm ajansların yaptığı reklamları gözden geçirmesine sebep oluyor. Her cinsiyete eşit davranmak, bir gün hepimiz için hapşırmak, çiş yapmak kadar basit bir refleks olacak. Ben ve hakkını yedirmeyi hiç sevmeyen tüm “badass” reklamcı kadınların, bu doğrultuda çalışacağına emin olabilirsiniz çünkü gerektiğinde meseleleri mesele ederseniz; gün gelir, ortada mesele kalmaz.

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 78. sayısında yayımlandı.