artwork

Daniel Gilbert: Sosyal medya

6 yıl önce

0

Alanında uzman isimler, yakın gelecekte iletişim sektöründe bizleri nelerin beklediğini anlattı. Buna göre, gelişen teknolojiyi ve datayı kullanmaları halinde mobilden sosyal medyaya, kültürel trendlerden reklam ajanslarına kadar çeşitlenen pazarı bekleyen fırsatlar neler?

Daniel Gilbert: Sosyal medyaDaniel Gilbert, Brainlabs İcra Kurulu Başkanı
Bu yıl için bir tane birinci seçmem gerekirse (durdurulamaz güç Facebook haricinde) bunun büyük ihtimalle Instagram olacağını söylerdim.

2017’de neler oldu? Daha doğrusu, neler olmadı ki. Değil mi? Gerçekten, pek çok şey yaşadık ama ben bunları iki büyük savaş olarak özetleyeceğim.

Sosyal medyaya karşı gerçeklik

2017’de dünya üzerinde yaşayan ortalama 7.6 milyar insanın yaklaşık üçte biri sosyal medya kullanıcısıydı ve bunların dörtte biri Facebook hesabına sahipti. 2016’yla karşılaştırınca büyük bir değişiklik sayılmaz ama yine de böyle bir durum var. Sosyal medya büyük bir kavram ve dünyayı değiştiriyor.

Artırılmış gerçeklik, kelime anlamıyla, insanların dünyaya bakışını değiştirdi. 2017’de bunun en belirgin göstergelerinden birini her yaştan insanın sokaklara dökülüp Pokemon avlamasıyla ve Snapchat’in zirveyi çok da zorlamayan gözlükleriyle deneyimlediğimizi kabul etmek gerek. Ancak Apple ve Google’ın bu teknolojiye yaptığı hırslı yatırımları düşünürsek, AR/VR (artırılmış gerçeklik / sanal gerçeklik) cephesinin hayli hareketli olduğunu söyleyebiliriz.

Bir de politika var tabii. ABD seçim sürecinden geriye kalanlar, Brexit ve Birleşik Krallık genel seçimleri 2017’yi meşgul etti ve bu büyük olaylar sosyal medya tarafından şekillendirildi. Donald Trump ve Hillary Clinton sadece Facebook reklamlarına 81 milyon $ yatırım yaptı, İngiltere’de ise İşçi Partisinin gösterdiği beklenenin üstünde başarı büyük ölçüde sosyal medyaya mal edildi. Bazı izleyicilere göre sosyal medya, politik karar verme süreçlerindeki en etkin faktöre dönüştü.

Sosyal medyaya karşı haberler

2017’de küresel sosyal medya harcaması 41 milyar $’a yükseldi. Sadece üç yıl önce bu rakam 18 milyar $’dı. Bu rakamda aslan payını Facebook alırken, Twitter ve LinkedIn hayli geriden gelen takipçiler oldular, Snapchat ve Instagram da iyi bir büyüme kaydetti. Buna Google’ı da eklersek, eskiden haber şirketlerine giden gelirin büyük bölümü artık aynı yerde değil.

Bu nedenle pek çok haber sitesi ücretli üyelik duvarları örmeye ve sosyal medya aleyhinde çuvalla haber yaymaya başladı. “Google aşırılıkçılara sermaye sağlıyor”, “Facebook yalan haber yayıyor”, “Twitter nefreti körüklüyor”, “Botlar seçimleri mahvediyor”, “YouTube markalara zarar veriyor” ve daha nicesi… Bugünlerde çamur atanlara mı yoksa üzerine çamur atılanlara mı güveneceğine karar vermek zor.

Platformlar ve yayıncılar arasındaki çekişme iyice alevlendi ve yakında sönecek gibi de görünmüyor. Ancak iş modelleri iyice oturdu: İnsanların seveceği bir sosyal medya platformu kur ve burada reklam envanterini satabileceğin iyi bir yol bul. Bu durum, haber şirketlerini gücendirse de devam edecek.

Peki 2018’de neler olacak?
Sosyal TV

TV şu anda programatik TV’nin yükselişi ve farklı formatlarda TV platformlarının ortaya çıkışıyla birlikte bir dönüşüm sürecine girmiş durumda. Netflix ve Amazon geleneksel yayıncıları zorluyor ancak Facebook, Twitter ve Snapchat de uzun süreli içerikleri satın almaya, hatta üretmeye başladı bile.

Durumlar biraz bulanık. Programatik envanteri, istenen programı istenen zamanda izlemeyi sağlayan TV platformlarından veya en iyi sağlayıcılardan alabiliyorsunuz. Veya YouTube kanallarına verdiğiniz reklamlar, geleneksel televizyondan çok daha fazla kişiye erişim sağlıyor. Peki video, televizyon kadar iyi mi? Ayrıca ikisi arasında gerçekten de ne fark var? Şu anda sosyal platformlar sayesinde en premium içeriklere bile reklam verebiliyorsunuz. Karışık işler.

Benim önerim, bundan faydalanmak. Televizyon, markalaşma için en iyi kanal sayılsa da her zaman gereğinden fazla pahalı oldu. Pazarın olgunlaşması ve açık artırma piyasasının kalabalıklaşması fazla zaman almayacak. Sosyal medyanın pastadan pay kapmaya çalışan yeni insanları sayesinde çok iyi fiyata TV envanteri kapma şansını kaçırmayın derim.

Sosyal şeffaflık

Genel Veri Koruma Düzenlemesi (GDPR) mayısta yürürlüğe girecek ve sosyal medya reklamları üzerinde çok olumlu bir etkisi olacak. Facebook’un veri toplama ve kişiselleştirilmiş reklamlar konusunda yaptığı takdire şayan değişiklikleri fark etmişsinizdir. Bu değişiklikler tüm platformlara yayılacak ve şeffaflığı artıracak.

Peki bu neden iyi? Tüketici davranışlarına yönelik kişiselleştirilmiş reklamlarla ilgili her çalışma aynı şeyi söylüyor: eğer insanlar kendileri hakkındaki verilerin nasıl toplandığını bilirse, bundan yola çıkan reklamları daha çok sahiplenir.

Ücretli sosyal medya, özellikle de Facebook, hedefleme konusunda olağanüstü bir seçki sunuyor ve GDPR bunun için bir tehdit değil. Karamsarlığa rağmen veri paylaşımı, kullanıcı bundan bir şeyler kazandığı sürece devam edecek. Tek değişiklik, reklamların ilgililik ve şeffaflığı artırdığı için, etkileşim ve dönüş rakamlarındaki yükselme olacak.

Sosyal kazananlar

Bu konuda bahse girebilirim. Bu yıl için bir tane birinci seçmem gerekirse (durdurulamaz güç Facebook haricinde) bunun büyük ihtimalle Instagram olacağını söylerdim. Hikayeler özelliğinin ne kadar hızlı büyüdüğünü fark ettiniz mi? Şu anda 300 milyon aktif günlük kullanıcısı var (üzücü ama bütün bunların mucidi olan Snapchat’ten %50 daha yüksek bir rakam) ve arkasında Facebook desteği de olunca bu yıl reklam gelirlerinin büyük bir patlama yaşaması şaşırtıcı olmaz.

 

Kapak dosyasında yer alan öngörülerin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.