artwork

Bu bir ajans kültürü değil, ‘Kool-Aid’

2 yıl önce

0

The Liberty Guild Başkanı Jon Williams: “Kültür, yukarıdan birkaç kişi tarafından empoze edilmemeli, halkın içinden doğup gelişmelidir.” diyor.

Cesur Yeni Dünya’nın distopik kurgusunda Soma, aslında her şeyi sorgulamaları ve sokaklarda ayaklanmaları gerekirken kitleleri mutlu ve rahat tutan uyuşturucudur. Aldous Huxley’in yazdığı gibi; “Hıristiyanlığın ve alkolün tüm avantajları; kusurların hiçbirini göstermemesidir”.

Çarpıtılmış gerçekliğimizde buna “ajans kültürü” diyoruz ve aynı şekilde işliyor ancak bu küçük bir hap değil, bir sürü ritüel ve totem. 

Bir keresinde bir İK personelinin, personel mutfağına daha iyi bisküviler koyarlarsa prim dağıtmak zorunda kalmayacaklarını söylediklerine tanık olmuştum. Hepsi sadece bir dizi davranışsal dürtü. Bu bir ajans kültürü değil, bu bir Kool-Aid. Bittiğinde ise ne olduğunu hepimiz gördük.

Onsuz, çatlakları görmeye ve kusurları oldukça hızlı bir şekilde fark etmeye başlarsınız. Sonra da onları “görmezden gelemezsiniz”.

Bir şeyleri sorgularsınız: “Neden hafta sonunda tekrar çalışmak zorunda kalıyoruz?”; “7’de işten ayrıldığımda neden kendimi suçlu hissediyorum?”; “Neden benden daha fazla parası var?”; “Üç yıldır neden maaş zammı almadım?”; “Neden tüm iyi brief’leri onlara veriyor?”. Devam edebilirim…

Seni neden geri istedikleri açık; evdeyken “Soma”nızı almıyorsunuz. Ailenizi, evcil hayvanlarınızı, yemek yapmayı, çevrenizdekileri, sağlığınızı (ve hepsiyle nasıl ilgileneceğinizi) yeniden keşfettiniz.

Kendinizi ve şirketinizi oldukça sevdiğinizi yeniden anladınız. Kendi kültürünüzü yeniden keşfettiniz, onların ona yaklaşımlarını değil.

Aileniz, arkadaşlarınız, hayatınız, nereli olduğunuz ve nerede olmak istediğiniz… Bunlar gerçekten önemli olan şeyler. Aslında sizi o kadar çok istiyorlar ki, bir network dünyanın herhangi bir yerinden altı hafta çalışabileceğinizi söyledi.

Bir dakika… Neden altı hafta? Altı hafta çalışılabiliyorsa 6 ay ya da 6 yıl neden olmasın?

Dağılmış bir küresel network’ün müdürü olarak konuşmak gerekirse, size birçoğunun gerçekten geri gelmeyeceğini söylemeliyim. Neden bunu yapasınız ki? Dünya değişti. Her yerden çalışabilirsiniz ve bunu sevecekler. Evet, hepimizin insanlara ihtiyacı var, tiyatroya, barlara, restoranlara ve hayata… Ama bizim şartlarımıza göre.

Çözüm, piramidi tersine çevirmektir. Kültür, yukarıdan birkaç kişi tarafından empoze edilmemeli, halktan gelmeli. Bu virüsten önce doğruydu ve şimdi daha da doğru.

Dinleyin… Onları gerçekten dinleyin ve gidecek bir evi ya da ailesi olmayan birkaç kişi için değil, herkes için işe yarayan koşullar yaratın.

Bazı ajanslarda bir tür saçma sapan “üyeliğe kabul töreni” ritüelini geçmek için neredeyse kendinizi direksiyonda parçalamanız gereken korkunç, konuşulmayan bir kural var. Kendini kanıtlamak için. Tanrım, bunu virüsle birlikte geride bırakalım, olur mu?

Cevap nezaket ve şefkattir. Yeteneğimizle, sektörümüzün gerçekten ihtiyaç duyduğuna inandığım modeli ve kültürü birlikte yarattık; insanların istedikleri yerden ve istedikleri zaman çalışmasına olanak tanıyan bir teknoloji oluşturduk. Sonsuza dek.

Binamız yok. Barista yok. Fasulye yok. Sadece fikirlere yenilenmiş bir odaklanma. Tam zamanlıdan serbest çalışana, zincire vurulmuş bir masadan özgürlüğe ve dünyaya yayılmaya geçerek, benzersiz bir kültürün gelişmesini sağladık.

İsterseniz buna kültür de diyebilirsiniz ama daha çok sağduyu gibi. “Biz” olmanın mutluluğuyla gurur duyuyoruz. Hem tarihi hem de geleceği aynı anda yazmaya çalışan ilerici bir yetenek topluluğu olmaktan gurur duyuyoruz. Evet, yıkıcıyız, açız ve amansızız ama aynı zamanda kibarız. Biz her zaman naziğiz. İşte bizim Soma’mız. Senin olmalı.

Jon Williams

The Liberty Guild Başkanı

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 126. sayısında yayımlanmıştır.