artwork

Biraz kahve, biraz tasarım, biraz seyahat

7 yıl önce

0

Bayaiyi.com, ByWonderland.com ve Balat Coffee & Guide… Oylum Yüksel ve Onur Yüksel biraz kahve, biraz tasarım, biraz seyahat diyorlar. En çok da hikayeler anlatarak üretmeyi seçiyorlar.

Oylum Yüksel, 13 yıl medya planlama ajanslarında çalıştıktan sonra kendisi gibi beyaz yakalı hayatı yaşayan marka ve fikri haklar konusunda danışmanlık yapan Onur Yüksel ile başka bir hayat yaşamaya karar veriyor. Daha az tüketecekleri ama dünyayı keşfetmeye daha fazla yer ayıracakları bir hayatı yaşamayı seçiyorlar. Önce ziyaret edenlerin “bu benim olsun” diyebileceği ürünlerin bulunduğu bywonerland.com’u 2011’de hayata geçiriyorlar. Ardından da 2013’te ayrı ayrı pek çok yerde yazdıkları notları derleyip bayaiyi.com isimli bir blog’da toparlayıp sunuyorlar. Bütün bunların yanında da Balat’a daha çok sahip çıkmak, Balat’ın tarihi değerlerini tanıtmak ve Balatlı çocukların eğitimi için gelir üretmek hayaliyle Balat Coffee & Guide’ı açıyorlar. Biz de reklamcılık endüstrisinde geçen bunca zamandan sonra bambaşka bir hayata geçişlerinin hikayesini kendilerinden dinliyoruz.

Kamer Yılmaz: Çalıştığınız işleri bırakmaya nasıl karar verdiniz? Bu, değişiklik isteğinin geçici bir durum olmasından korkmadınız mı?
Oylum Yüksel: Kurumsal hayattan ayrılmadan önce yaklaşık 10 aylık araştırma ve hazırlık sürecimiz oldu. Sadece ikimizin çalışacağı, maddi ya da fiziksel olarak başka birine ihtiyaç duymayacağımız, sürdürülebilir bir iş modeli bulmaya çalışıyorduk. Bizim bir endişemiz yoktu, hatta ilk kurduğumuz işi beceremezsek, kurumsal hayata geri dönmeyi değil, başka fikir bulup onu denemeyi düşünüyorduk. Ama bu fikrimizin çevremizde destek görmediğini söylememiz lazım. Kimse maaşlı işinizi, konforunuzu bırakmanız için sizi yüreklendirmiyor, “pişman olacaksınız” o dönem en çok duyduğumuz cümleydi. En kötü ihtimalle maddi bir sorun yaşayabilirdik, sağlığımızı ya da hayatımızı riske atmadığımız için işlerden ayrılmayı bir risk olarak bile görmedik. Daha çok çalışmaya gönüllü olduk, yeter ki haftanın yedi günü bizim olsun ve sevdiğimiz şeylere daha çok vakit ayırabilelim.

Kamer Yılmaz: ByWonderland nasıl ortaya çıktı? Momiji ile nasıl tanıştınız?
Oylum Yüksel: Biz Nairobi’deki Türkiye Büyük Elçiliği’nde evlendik. O gün çok mutlu ve çok huzurlu olduğumuz bir gündü. ByWonderland.com e-ticaret modelini de törenden 1 saat kadar önce bulduk. Ya Afrika zihnimizi açtı ya da çok mutlu olduğumuzdan, bizi harekete geçirecek fikri o gün bulduk. Sadece bizim beğendiğimiz, sahip olmak istediğimiz ürünlerin sergilendiği bir yer olsa dedik. Şu an kulağa sıradan bir fikir gibi gelse de 2010 yılında bu yeni bir fikirdi. O dönem e-ticaret siteleri çok çeşitli ürün satmaya odaklanmıştı. Standart e-ticaret sitesi formatından ve alışılmış tasarımından çok uzakta, işimiz değil, evimiz olacak dediğimiz ByWonderland’i açtık. ByWonderland’in lokomotifi olacak, sürekli yeni bir tasarımla bizi heyecanlandıracak, koleksiyon değeri olan bir marka ile çalışmak istiyorduk. Momiji markasını bu yönde araştırma yaparken bulduk ve 2011 yılında Türkiye Distribütörü olduk.

Kamer Yılmaz: Bir de yine ByWonderland’de Niyo markası var sizin oluşturduğunuz. Bu markayı nasıl oluşturdunuz, üretim ve tasarımı nasıl ilerliyor?
Oylum Yüksel: Sırt çantası bizim için her zaman vazgeçilmez bir tasarım objesi oldu. Fotoğraf makinelerimizi taşıyacağımız, şehir içindeki küçük keşiflerde kullanacağımız küçük, kompakt, dayanıklı ama sıkıcı renklerde olmayan farklı sırt çantası arayışlarımız vardı. Bir taraftan pazarlama konusundaki tecrübelerimizi ve tasarım fikirlerimizi kendi Türk markamızı yaratmak için kullanmak istiyorduk. Ama çanta üretimi hiç bildiğimiz bir konu değildi. 2014’te çok sevdiğimiz arkadaşımız tasarımcı Niyazi Erdoğan ile hayallerimizi birleştirmeye karar verdik ve birlikte Niyo markasını kurduk. Niyo %100 İstanbul markası. İstanbul’da üretim yapmanın zorluklarını yaşıyoruz ama kalitemizden taviz vermeden yeni tasarımlar sunmaya devam edeceğiz. Tasarımlarda kendi fotoğraflarımızı, sevdiğimiz renk paletlerini, Büyük İskender büstü gibi İstanbul’da bulunan antik eserleri kullanmayı seviyoruz.

Kamer Yılmaz: Ve bir de bayaiyi.com var…
Oylum Yüksel: Onur 2004’ten beri, ben 2007’den beri blog yazıyoruz. 2013’te birbirinden bağımsız 5-6 blog yazdığımızı fark ettik. Bu yazdıklarımızı neden bir yerde toplamıyoruz, sadece ikimizin de “baya iyi” dediği, yazıları ve fotoğrafları ikimize ait olacak, ikimizin ortak notlarını toplayacağımız bir blog yapalım dedik.

Kamer Yılmaz: Bütün bunlar hep var mıydı, yoksa hepsi kurumsal hayattan sonra mı ortaya çıktı?
Oylum Yüksel: Hepsi varmış aslında, zaten birbirimizle tanışmadan önce de fotoğraf çekmek için seyahat ediyormuşuz, çok okuyup, sanata, tarihe zaman ayırıyormuşuz. Hayatımızı birleştirince, çekmeceden çıkarır gibi sevdiğimiz ne varsa ortaya koyduk, hayallerimiz ortak bir noktada birleşti.

Kamer Yılmaz: Neden Balat?
Oylum Yüksel: İstanbul’da sur içi daima en sevdiğimiz bölgeydi. Balat ise İstanbul’da eski mahalle hayatını yaşayabileceğiniz, tarihi ve mimarisiyle benzersiz bir yer. Balat’a taşınmak hayatımızda aldığımız en iyi karardı. İyi ki taşınmışız, harika insanlarla tanışmamıza ve Balat Coffee & Guide’ı açmamıza vesile oldu.

Kamer Yılmaz: Şu anda iki kişi çalışıyorsunuz ama web sitesi, logo, tasarım gibi konularda destek alıyor musunuz?
Oylum Yüksel: Evet, 2010’dan beri tüm fikirlerimizi dijitale çevirmemizde en büyük emek, arkadaşımız tasarımcı Altay Suna’nın. ByWonderland’in eski ve yeni logoları, web siteleri, Baya İyi’nin web sitesi, Niyo’nun logosu, Balat Coffee & Guide’ın logosu ve tabela tasarımı Altay Suna’ya ait.

Kamer Yılmaz: Artık kendi işinizin pazarlamasını yapıyorsunuz; iletişimi tamamen sizde. Bunu yaparken nelere dikkat ediyorsunuz ya da nasıl bir duruş sergilemeyi tercih ediyorsunuz?
Oylum Yüksel: İş yapış şeklimizin, karakterlerimizi yansıtması gerektiğine çok inanıyoruz. Naif, yüksek sesle konuşmayan, hikayesi olan, estetiğin ve mutluluk temasının ön planda olduğu dürüst bir iş yapmaya çalışıyoruz. Bu değerleri ürün seçiminden, fiyatlandırmasına, pazarlama iletişimine her adımda göz önünde tutuyoruz. Ürün fiyatlandırmada, olabilecek minimum satış fiyatını belirleyip onu tüm Türkiye için geçerli tek fiyat yapıyoruz. Yani sonradan indirim uygulamak için, önceden yüksek fiyatla satışa açmıyoruz. Kişinin satın aldığı her ürünün kendine bir hediye olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple bizde “sepete ekle” butonu yok, “benim olacaksın” butonu var. Her siparişi de istisnasız hediye paketinde gönderiyoruz, sipariş teslim alındığında mutluluk yaşatsın istiyoruz. Instagram’ı çok aktif kullanıyoruz.

Aralık 2011’de Instagram’da Momiji fotoğraf yarışması başlattık, tanıtım amaçlı ürün gönderimi yapmak yerine, ürünlerimize değer veren, iyi fotoğraf çeken Türkiye’nin her yerinden 2000 kişiyi ödüllendirdik. Organik olarak yıllar içinde oluşturduğumuz kitlemize, duyurularımızı sosyal medya üzerinden iletiyoruz. Bizden haber almak isteyen, bizi yakından takip ediyor ve söyleyecek bir şeyimiz olduğunda bizi duyuyor diye düşünüyoruz.

Sosyal medyada ürün fotoğrafı yerine kendi çektiğimiz, hikayesi olan fotoğraflar paylaşıyoruz.

Kamer Yılmaz: Şu an sanırım kurduğunuz hayallerin bir kısmını gerçekleştirdiniz, peki devamında neler var? Kurumsal hayatta hedefler deniliyor ama sanırım yaptığınız bu güzel geçiş için sırada hangi hayalinizi gerçekleştireceksiniz demek daha doğru olacak?
Oylum Yüksel: Çok teşekkürler. Balat Coffee & Guide şu anda göz bebeğimiz. Kahve dükkanımızı Perşembe – Pazar arası açık tutabilmek için diğer 3 gün daha fazla çalışıyoruz. Dükkanımıza gelenlerin neredeyse tamamı Balat’a ilk kez gelenler. Onlara bir taraftan Balat’ın tarihi değerlerini anlatırken, diğer taraftan da Türkiye’de içebileceği en lezzetli nitelikli kahveyi sunmaya çalışıyoruz. Dükkanda yol arkadaşımız Hanife Pekkip Özyurt aynı zamanda Kimma Coffee’nin kurucu ortağı. Gelirin tamamı Balatlı çocukların eğitimde kullanılmak üzere hikayeli Balat fotoğraf turları ve workshoplar düzenleyeceğiz. Yaşadığımız mahalleye bir fayda yaratmak için gönüllü olduk, Balat’ı keşfe gelenler de bize katılırsa birlikte fark yaratabileceğimize inanıyoruz. Bağış konusu hassas bir konu olduğu için, bu konuda çok güvendiğimiz Toplum Gönüllüleri Vakfı ile iş birliği yürüteceğiz. Katılım ücretinin tamamını TOG toplayacak ve katılımcılara ödedikleri ücret karşılığında bağış makbuzu teslim edecek. Bu gelirler TOG’daki Balat Coffee & Guide hesabında birikecek ve Balatlı çocukların eğitim ihtiyaçları önceliklendirilerek şeffaf bir şekilde kullanılacak. Balat turları ve workshop tarihleri kesinleşince Instagram hesabımızdan (@coffeeandguide) duyuracağız. Balat’ı ve kahvemizi sevenlerin sık sık dükkanımıza gelmesi, turlarımıza ve atölyelerimize katılanların bağışlarıyla birlikte toplumsal dönüşüm için gözle görünür bir fark yaratabilmek en büyük hayalimiz.

Kamer Yılmaz: Sizin gibi zaman zaman bazı insanlarda bir şeyleri bırakma, etrafın “deli misiniz siz” diye yorumlayabileceği yeni maceralara atılma hali var. Sizce bunun nedeni ne? Yeni bir çağ başlıyor ve basitliği özleyip nostaljiye mi sığınıyoruz?
Oylum Yüksel: Bizce bunun sebebi, bizim bu yola çıkarken hissettiklerimizle aynı. Internet sayesinde bu dünyada daha alternatif hayatlar yaşanabileceğini yakından görebiliyoruz, daha doğrusu neler kaçırdığımızı daha fazla farkındayız artık. Zamanı özgürce kullanabilmek, her Pazartesi günü Cuma gününü iple çekmemek, aksine her günün her saatin değerini bilmek, daha çok seyahat edebilmek, ilgi duyulan konulara daha çok zaman ayırabilmek gibi insancıl sebeplerin, insanlara kurumsal hayattan uzaklaşma hayali kurdurduğunu düşünüyoruz.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Eylül 2017 sayısında yayımlanmıştır