artwork

Bir gün mü, her gün mü? Markaların özel gün iletişimleri

6 yıl önce

0

Bayram sabahı tüm hazırlıklarını yapıp torunlarını beklemeye başlayan yaşlı çift… Anneler Gününde annesine tektaş alamadığı için üzülen küçük çocuk… Kadının toplumdaki yerine dair bakış açılarını ortaya koymak için kamera karşısına geçen Anadolu insanı… Atatürk’ü bir gün anmak yerine her gün, herkesin emeğinde görmek… Ve daha niceleri…

Geçtiğimiz ay yayımlanan bir gazete haberine göre Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 14 Şubat Sevgililer Gününü içeren haftada hediye satışlarının 10 milyar liralık bir ciroya ulaşmasını bekliyordu. 2016’da 8,3 milyar lira, 2017’de 8,9 milyar liralık alışveriş yapıldığını belirten Palandöken, “Geçtiğimiz yıl 14 Şubat haftasında e-ticaret cirosu 400 milyon liraya yaklaştı. Özellikle Anneler Günü ve Sevgililer Günü gibi özel günlerde ciro yüzde 20 ile 30 arasında artmakta” açıklamasını yapmıştı.

Ekonomiye her sektörde can veren özel gün çalışmalarına değinmişken sormazsak olmaz. “Sosyal sorumluluk” başlığı altındaki bu çalışmalar sadece bir göz boyama mı yoksa markalara değer katabiliyor mu?

Burada gazeteci Şeref Oğuz’un bir makalesine gönderme yapmakta yarar var. İşini iyi yapanları ayrı tuttuğu makalesinde Şeref Oğuz, kurumun bilinirliğini ve beğenilirliğini artırmaya yönelik “iletişim fırsatlarının genişleyip kanalların çoğaldığı, sosyal medya dahil dünyanın ‘değer katan’ bir haberi kovaladığı dönemde” göz boyamaya yönelik çalışmalar konusunda patronları dikkatli olmaya davet ediyor.

Özel günler, markalar için birer iletişim ve satış fırsatı, bu konuda hiç şüphemiz yok. Ancak samimiyetin, özgünlüğün ve bir “duruş” sahibi olmanın giderek önem kazandığı günümüzde bu fırsat aynı zamanda bazı tehlikelere de davetiye çıkarmıyor mu? Markalar özel günlerde hayata geçirdikleri kampanyalarda yer verdikleri değerleri kurumsal hikayelerinde ne kadar sahipleniyor? Özel gün iletişimleri sadece birer reklam kampanyası mı yoksa kurumsal bir değeri mi temsil ediyor?

Kadınlar Gününü geride bırakmış ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Anneler Gününe yaklaşmışken, markaların özel günlerde hayata geçirdikleri kampanyaları ve iletişim çalışmalarını inceledik. Hem ajans hem de marka tarafında önde gelen isimlere konu hakkındaki görüşlerini sorduk. Cevaplar oldukça ilgi çekici.

 

“Özel günlerdeki iletişim çalışmalarının esas amacı ticaridir.”

“Yılda bir saat ışıkları kapatarak gelişim olmaz.”

“Tek yapmamız gereken, cesur bir iletişim fikri bulabilmek.”

“Kutlamak artık bir duyar meselesi haline geldi.”

“Reklamla fayda sağlamak büyük fırsatçılık.”

“Gençler mesajların samimiyetini çok iyi seziyor.”

“İletişimin gücü bakış açılarını değiştirecek kadar büyük.”

“Markaların kararlı tavır gösterebilmesi gerekiyor.”

“Susarsam, o günlere değer vermediğim sanılır.”

“Laf olsun torba dolsun diyen, yatırımını çöpe atar.”

“Samimi amaç için gönülden dert edinmek gerek.”

“Sabreden dervişler özel günlerin ötesinde muradına eriyor.”

“Deliye her gün bayram.”

“Anneler Günü ve Babalar Gününe büyük gıcığım.”

“Tüketici bir robot değil, suni ve yapmacık olan şeylere karşı rahatsızlık duyuyor.”

“Özel günleri etkin değerlendirebilmek için kimlikleri iyi anlamak lazım.”

“Markalar bu yarışın içinde nasıl farklılaşacak?”

“Salt herkes kutluyor diye siz de mi bu kervana katılıyorsunuz?”