artwork

Alfabenin ilk harfi “Z”

7 yıl önce

0

Z kuşağından bahsederken bir Ekşi Sözlük yazarı “Gördükleri ekranı parmakla ittiren nesil” tanımlamasını yapmış. Çok eğlendim. Teknolojinin içine doğdukları ve ilkokul çağında neredeyse kod yazacak kıvama geldiklerini biliyoruz. Ancak Z kuşağı elbette bundan ibaret değil.
Gelin bu kuşağın özelliklerine hem de ailelerinin satın alma kararlarına nasıl etki edebileceklerine daha yakından bakalım.

Pazarlama alfabesi artık Z harfiyle başlıyor. Eskiden çocuk sahibi olmak, toplumsal bir gereklilik iken bugünün anne babaları için kişisel bir tercih olarak görülüyor. Günümüzün anne babaları, kendi ebeveynlerinden otoriter bir tavır gördüklerini, bu nedenle kendi çocuklarına daha toleranslı davrandıklarını söylüyorlar.

Bugünün anne babaları çocuklarıyla keyifli vakit geçirmeye ve anı yaşamaya daha odaklı.

Bu vizyonla yetişen çocuklar, yani 1996 ve sonrası (2000 ve sonrası diyen araştırmalar da var) doğan Z jenerasyonu geleneksel satın alma alışkanlıklarını da temelden etkiliyor. Artık çocuklara iletişim yapmak yalnızca oyuncak markalarının önceliği değil. Yeni nesil ailelerin satın alma kararlarında çocukların rolü büyük. Market alışverişinden tatil programlarına, aileyi ilgilendiren aklınıza gelebilecek her türlü satın alma kararında onların izi var.

Eşitlik ve Özgürlük!

Z jenerasyonu cinsiyet eşitliğine, farklı koşullardan gelen herkesin eşit şartlarda olması gerektiğine inanan özgürlükçü bir jenerasyon. Bunun için mücadeleye hazırlar. Bugüne kadar bireyselliğe ve özgünlüğe, cinsiyetten daha fazla önem veren belki de tek jenerasyon.

Buna güzel bir örnek en son sosyal medyada dolaşan bir video. Dört beş yaşlarında bir çocuk, kız çocuklarına sunulan oyuncakların neden hep pembe olduğunu sorguluyor. Kandırıldığını düşünüyor. Ben bu küçük kızla gurur duydum ve onun bu tavrından etkilendim.

lockerlookz.com… Sıkıcı okul dolaplarını yaratıcı ve “size özel” hale getirebildiğiniz site.

Bilinçli Alışverişçiler

2000’li yıllarda doğan bu çocuklar yıllardır farklı ülkelerde ekonomik krizlere şahit oldular. Ailelerin kriz dönemlerindeki önlemlerini, hassasiyetlerini birlikte yaşadılar. Açık aile ortamında anne babalar, bu önemleri çocuklarıyla samimiyetle paylaştı. Bu da onların bir önceki kuşağa göre daha fiyat duyarlı, paranın değerini bilen ve olgun bir jenerasyon olmalarını sağladı.*

Daha fazla iyilik!

“Kriz, global ısınma, terör” gibi kavramların içine doğan bu jenerasyon, daha çok iyilik ve pozitif değişim peşinde. Dünyayı pozitif katkı sağlayacak marka ve projelere inanıyorlar. Destekliyorlar.

Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!

Başta da söylediğim gibi yeni nesil ailelerde, aile bireylerinin her birinin perspektifi değerli. Satın alma kararında da çocukların fikirlerine değer veriliyor. Artık aile içinde daha çok söz sahibi bir nesil var.

7/24 Connected

Belki de bu saptamayı okumaktan sıkıldık ama yinelemekte fayda var. Bu gençler teknolojinin içinde doğdular. Artık dünyalarında çok fazla içerik ve bunun karşısında çok az zaman var. Sadece ilgilerini çeken alanlarda derinleşiyorlar. 8 saniyeden fazla ilgilerini çekmeyen hiçbir içeriğe odaklanamıyorlar. **

Dünyayı değiştirmeye geldik!

Kendilerinden önceki jenerasyondan onay ve destek beklemeden farkındalık yaratabilen, karşıt duruş sergileyen, kendi inandıklarını savunan bir kuşaktan bahsediyorum. Bunun için kendi iletişim araçlarını kuruyor, kendi medya araçlarını yaratıyorlar. Güzel bir örnek olarak School of Doodle’ı incelemenizi öneririm.

School of Doodle… Kendi iletişim araçlarını kuran Z Jenerasyonu’nun oluşturduğu bir medya aracı.

Kırmızı çatılı bir ev lütfen…

Teknolojinin içinde doğdular ama geleneklerden uzak değiller. Büyüdüklerinde ev sahibi olmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak gibi hayalleri var. Bunları sıkıcı bulmuyorlar. (Nielsen, 2015)***

Sonuç:

Elbette bu jenerasyonla ilgili söylenebilecek, yazılabilecek çok daha fazla şey var.  Ama yukarıdaki saptamaları göz önünde bulundurarak biz iletişimciler kendimize nasıl notlar çıkartabiliriz kısaca toparlayalım:

– Cinsiyet ayrımcılığına inanmayan bir nesil var karşımızda.

Bu nedenle bu gençlere konuşurken eski akılla, kız-erkek kodlarına sıkışmamak gerekiyor.

– Yenilikçi fikirlere açıklar. Kişiselleştirme ve yaratıcılık anahtar kelimeler. Sıkıcı okul dolaplarını yaratıcı birer oyun alanına çeviren “lockerlookz.com” örneği bu anlamda güzel bir örnek.

– Karşımızda bilinçli alışverişçiler var. Ürün-değer dengesini sorguluyorlar.

Aile ekonomisinin farkındalar. Bu nedenle onlarla iletişime geçerken bu hassasiyeti unutmamalıyız. Pek çok ebeveynden, ailenin satın alma kararlarıyla ilgili şöyle örnekler duyuyorum. Çocuklarıyla bir teknoloji markette gezerken anne baba bir ürünle ilgileniyorlar. O sırada çocuk bir anda telefon elinde “Anne bu makina xxxx mağazada daha ucuz” diyor. Yetişkinler için gibi görünen birçok noktada çocukların da olduğunu unutmamak gerekiyor.

– Dünyaya fayda sağlayan, duyarlılığı olan markaları seviyorlar ve destekliyorlar. Starbucks Foodshare projesi gibi birçok örnek verebiliriz.

– Dijital bir dünyanın içine doğdular. Her şeye çok hızlı ve kolay ulaşıyorlar. Zor konsantre oluyorlar. Bu nedenle onlara online sunacağımız tüm içerikler ilgi çekici olmalı. “Musical.ly” aplikasyonu kısa ve yaratıcı videolar çekme imkânı sunan çok güzel bir örnek. Yüzlerce doğru örnek de sıralayabiliriz.

– Dijital bir dünyaya doğdular ama geleneksel hayalleri, hedefleri de var. Tamamen robotik bir nesilmiş gibi düşünmemek ve onlarla ya da aileleriyle iletişime geçerken bu hayalleri yok saymamak gerekiyor.

Elbette bir kuşağa ait tüm bireyleri bir çatı altında genelleyemeyiz ama izlenimlerimizi aktarabiliriz. Bir sonraki yazılar için sizlerin gözlemlediği, bu kuşağa dair tespitlerinizi lütfen benimle paylaşın. elifsu.serin@geometry.com

*

**http://www.statisticbrain.com/attention-span-statistics/

***http://www.prnewswire.com/news-releases/millennials-and-generation-z-are-more-traditional-than-you-may-think-300180246.html

Elifsu Tufan

Geometry Global

Head of Client Services

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Nisan 2017 sayısında yayınlanmıştır.