artwork

Akinon’un iddialı yükselişi

3 yıl önce

0

Akinon Kurucu Ortağı & CEO’su Tolga Tatari, Akinon’un kuruluşundan itibaren nasıl bir süreç geçirdiğini, sektördeki hedeflerini ve onları rakiplerinden ayıran farkını bizlerle paylaştı.

Sektördeki dördüncü yılını dolduran Akinon’un çıktığı yolculukta hızla tırmandığı basamakları, müşterilerine verdiği hizmetlerin ayrıştırıcı noktalarını, pandemide ortaya koydukları yenilikleri ve e-ticaretteki trendin önümüzdeki süreçte nasıl şekilleneceğini Akinon Kurucu Ortağı & CEO’su Tolga Tatari’den dinledik.

Necla Eylül Durukan 2017 yılında kurulan ve 20 yılı aşkın perakende sektörü deneyimine sahip Akinon, dünya çapındaki birçok büyük perakende markasına son teknoloji çoklu-kanal ticaret çözümleri sunarak kısa sürede ticaret hacmini hızla büyüten bir şirket oldu. Bu anlamda Akinon hizmet vermeye başladığı süreçten bu yana neler olduğunu, nasıl gelişmelerle bugünlere geldiğini öğrenmek isteriz. 

Tolga Tatari Akinon, ortaklarım Ahmet Emre Sarı ve Çağrı Orçan ile beraber bütün tecrübelerimizle hayata geçirdiğimiz bir girişim oldu. 2017 yılına kadar hepimiz e-ticaret alanında önemli projeleri yürüttük ve başarılı girişimleri hayata geçirdik. Oradan edindiğimiz know-how’dan faydalanarak, dünyanın en iyi dijital ticaret platformunu yaratmak ve bu konuda global pazarı domine eden teknoloji firmalarına meydan okumak amacıyla Akinon’u kurduk. 

Hizmet verdiğimiz ilk iki yıl içerisinde, 17 kat büyüme yakalayarak sektör lideri olduk. İlk yıl 4 marka ile yılı kapatmayı istiyorduk. Ancak sektördeki ihtiyacı çok iyi analiz edip, markaların ihtiyacını karşılayacak çözümler geliştirdiğimiz için markalardan çok fazla talep almaya başladık ve hızlıca 9 müşteriye ulaştık. İkinci seneyi 28 marka ile bitirdik. 

2020 yılında ise tüm dünyada yaşanan pandemi ve kısıtlamalar neticesinde, perakende sektörü, dijitalleşme süreçlerini hızlandırmak ve hatta planlanan teknolojinin de ötesindeki çözümleri hayata geçirmek durumunda kaldı. Tüketicilerin alışveriş için dijital kanalları kullanması, buna bağlı olarak satış ve satış sonrası hizmet beklentilerinin değişmesi, bizim sunduğumuz çözümlerin daha çok dikkat çekmesine yardımcı oldu. Dolayısıyla pandemi; bizim yeni projeler üreterek hangi sınırları aşabileceğimizi, mevcudun üzerine neler koyabileceğimizi gösterdiğimiz bir süreç oldu. Geldiğimiz noktada 120’ye yakın markaya hizmet veriyoruz. 3. yılımızı 40 kat büyüme ile tamamladık. Türkiye’de 4. senemizde sektör lideri olarak hizmet vermeye devam ediyoruz.

Bu süre içerisinde insan kaynağımızda da önemli bir artış yaşadık. 6 kişilik bir ekiple çıktığımız bu yolda 350 kişinin üzerinde bir ekip ile devam ediyoruz. 

Necla Eylül Durukan Yazılım geliştirme şirketi olarak Akinon’u diğer şirketlerden ayıran nokta nedir?

Tolga Tatari Akinon’u kurduğumuz dönemde, büyük perakende firmalarına hizmet veren e-ticaret platformları oldukça olgunlaşmıştı. Fakat markalar bu dijital dönüşümü yaparken bir e-ticaret platformunu alıp, kendi operasyonlarının merkezine koyup, bütün mağaza operasyonlarını ve diğer kanalların yönetimini de buradan yapmaya çalışıyorlardı. Yani bütün kanalları yönetebilecek omni-channel uygulamalar olmadığı için, zaten bir kanal olan e-ticaret platformu üzerine diğer kanalları da yönettirmek istiyorlardı. Biz bu problemi çözdük. Markaların kendi operasyonlarının merkezine yerleştirebilecekleri Omnitron adlı bir ürün geliştirdik. Dijital operasyonun beyni gibi çalışan bu çözüm; ürün stoğu, fiyat ve ne nerede satılacak gibi bilgileri yönetiyor. Bunun üzerine diğer kanalları ve çalışma sistemini ekledik. Bu da bizi farklılaştırdı. Markaların artık omni-channel yaşadığı perakende dünyasının bütün ihtiyaçlarını, geliştirdiğimiz ürünlerle karşılar hale geldik. Şimdi ise e-ticaret sektöründe çığır açan ve daha iyi müşteri deneyimi sunan headless commerce uygulamaları ile kendi alanımızdaki iddiamızı koruyoruz. 

Türkiye’de perakende sektöründe rekabet etmek kolay değil. Buna ayak uyduracak teknolojileri Türkiye’de hakkını vererek yazabiliyorsanız, dünya çapında bir ürün geliştirdiğinizi söyleyebilirsiniz. Bizim iddiamız ve farkımız bu. Perakende sektöründe ‘enterprise’ olarak adlandırdığımız büyük ölçekli firmalara hizmet veren ilk firma olduk. Ürettiğimiz teknoloji alt yapısı, başarılı olmamızda en büyük katkıyı sağladı. 

Necla Eylül Durukan Özellikle pandemi döneminde e-ticaretin önemi hayli yükseldi. Tüketicinin talebi arttıkça markaların da bu alana yönelimi aynı doğrultuda gelişti. E-ticaret trendleri nereye doğru gidiyor? Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Tolga Tatari Pandemi öncesinde de dijital dönüşüm perakende sektörünün gündemindeydi. Dijital kanallardaki satışlar ciddi oranda artmaya başlamıştı. Ama pandemi ile birlikte markalar dijital dönüşümü ön plana aldılar. Sektörün en önemli gündemlerinden biri dijital kanallarda nasıl daha iyi satış yapabiliriz ve dijital dönüşüme nasıl daha iyi ayak uydurabiliriz oldu.

Biz pandemi ile birlikte markalardan ilk olarak stok-sipariş yönetimine ilişkin talepler aldık. 2020 yılında yazdığımız sipariş yönetim sistemi, markaların mağazalarındaki stokları da dijital kanallardan satmasını sağlıyordu. Pandemi ile beraber, mağazaların hepsi kapanınca en büyük talep bu sistem üzerine oldu. Bütün markaların, ne yaparız da mağaza stoklarını e-ticarete açabiliriz diye düşündükleri sırada bu ürünümüz ilgi gördü. 

Satış-stok altyapılarını düzenleyen markalar ikinci adım olarak müşteri sadakatini artıracak hem satış hem de satış sonrası en iyi deneyimi sunacak uygulamalara yöneldi. Bunlardan biri, Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı markaların kullandığı, mağaza içerisine girmeden mağazanın vitrinindeki karekodu okutarak, mağazadaki ürünlerden alışveriş yapılmasını sağlayan uygulamalar. Aynı şekilde mağazada teslimat yerine otoparkta veya kaldırımda teslimat gibi pandemiye özel çözümler üreten markaların sayısı da çoğalmaya başladı. 

Necla Eylül Durukan Çok değil, on beş yıl öncesine baktığımızda teknolojinin hayatımıza bu denli hakim olması, domine etmesi bakımından büyük bir değişim var. Peki ilerleyen dönemde e-ticaret alanında gerek marka gerek tüketicilerin tercihleri açısından bizi ne gibi yenilikler ve değişimler bekliyor? Kullanılan teknoloji anlamında büyük gelişmeler yaşanacak mı? 

Tolga Tatari Teknolojinin sağladığı imkanlar kesinlikle hayatımıza yön vermekte etkili oluyor. Artık markalar ne kadar fazla kanaldan, ne kadar fazla akışla müşteriye ulaşabiliyorsa, müşterinin aklında o kadar fazla yer etmeye ve hedef olmaya devam ediyor. Bunu da teknolojiden faydalanarak, omni-channel sistem üzerinden; mobilde, internette, pazarlama kanallarında, sosyal medyada, kendi mağazalarında, e-ticaret uygulamalarında özel bir deneyim yaşatıp, alışverişe yönlendirmeye çalışarak yapıyor. Omni-channel’ın sadakati artıran bir etkisi vardı. Artık pandemi sonrasında markalar, ’omni-channel olmazsa istenilen etkiyi yaratılamaz’ noktasına geldi.  

Şu anda kullanılmaya başlayan pek çok yeni uygulama ve teknoloji ile e-ticaret, hem markalar hem de tüketiciler nezdinde değişim gösterecek. Bunlardan en önemlisi “headless commerce” teknolojisi. Akinon olarak pandemide hızla markalarımızı dönüştürdüğümüz headless yapı ile daha iyi bir müşteri deneyimi sağlayarak, sadakati ve satışları artırmaya destek olduk. Ön yüz ve arka yüz kaynaklarının ayrı ayrı işlendiği web sitesi mimarisini oluşturan “headless commerce” teknolojisi ile pazar yerlerinin sunmadığı kolaylıkları, markaların kendi satış kanallarından sunarak fark yaratabiliyoruz.

Diğer yandan e-ticaret tarafında temassız ödeme modellerini daha sık göreceğiz. Hala WhatsApp üzerinden gerçekleştirilebilecek ödeme sistemi için yapılan çalışmaları yakından takip ediyoruz. Kısacası kartsız, dijital cüzdanların olduğu bir sene geçireceğiz. Ayrıca satış sonrası hizmetlerde hız, başarının belirleyicisi olacak. Markalar için tüketiciye en kolay yoldan teslimat gerçekleştirilebilecek çözümlere yönelik teknolojileri daha sık kullanacağız. 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 112. sayısında yayımlanmıştır.