artwork

Açıklık felsefesini benimseyen bir ofis

9 yıl önce

0

 

Open, oldukça renkli bir yeni nesil medya ajansı. Diğer İstanbul ajanslarının aksine Fulya’da konumlanan ajans, şirket mottosu olan şeffaflık ve aydınlığı ofise yansıtmayı başarmış. 

Ajans çekimleri için gittiğimiz yerler üç aşağı beş yukarı aynı oluyor. Genelde Karaköy, Levent ve Maslak ekseninde dönüp dolaşırken karşımıza Open çıktı. Kendini yeni nesil medya ajansı olarak konumlandıran Open’ın ofisi Fulya’da yer alıyor. Bu durum ekip olarak bizi şaşırtırken, ajansın Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kale, ofisin aslında çok stratejik bir konumu olduğunu ifade ediyor. Kale, “Birçok insan Mecidiyeköy’e gitmek için yokuş çıkmak gerektiğini söylüyor ama aslında Beşiktaş çarşıya yürüyerek 10 dakikada gidilebiliyor. Buna ek olarak sabahları ve akşamları Mecidiyeköy ve Beşiktaş’a servisimiz var” diyor.

Güneş ışığı çalışanlara enerji veriyor

Ağırlıkla yatay olarak konumlandırılan ofis, Open’ın ilkeleri olan şeffaflık ve aydınlığı benimsiyor. Yönetici odaları, muhasebe ve IT haricinde ofisin bir ucundan diğerine rahatlıkla bakılabilen ofiste yöneticiler de çalışanların güneş ışığından faydalanmasını istercesine onları cam kenarına oturtmuş. Bu pozisyonun çalışan motivasyonunu artırdığını belirten Kale, “Güneş ışığı enerji veriyor ve çalışanlar daha mutlu oluyor” diyor. Ofis içerisinde dolapların seperatör gibi kullanıldığını belirten Kale, “Burada kimsenin gizlisi saklısı yok. Elbette markaların gizli bilgileri varsa onları saklıyoruz” diyor. 700 metrekarelik ofiste yemek için bir alan bulunuyor fakat çalışanlar genellikle yemeklerini etraftaki lokantalarda yiyorlar. Kale, bunun bir avantaj olduğunu söylüyor.

45 günde tamamlandı

Yerleri halı kaplama olan ofisin tavanı da oldukça sade bırakılmış. Bunun daha ferah bir ortam yarattığını söyleyen mimar Koray Çuba, cam bölmelere ağırlık vererek ön cepheden faydalandıklarını belirtiyor. Altyapısı ve tasarımıyla ofisin toplam 45 günde açıldığını söyleyen Çuba, “Ofisi tasarlarken korunaklı ama açık olmasını istedik” diyor.

Open’da Londra esintisi

Beklediğimizin aksine masalarda çalışanlara kişisel alan bırakıldığını görüyoruz. Arada bazı çalışanların masaları ilginç figür ve biblolarla dikkat çekerken, ofiste “İyi ki Battım” kitabının kapağına fotoşopla kurulan Doruk isimli çalışanın ayrı bir yeri var. Zira kendisi ofisin hemen hemen her yerini seçim afişi gibi süslüyor. Öte yandan ofisin en dikkat çekici noktalarından biri de İngiliz tarzı telefon kulübesi. Açık ofisin belki de en büyük sıkıntısı olan özel görüşmeler için tasarlanan telefon kulübesinde çalışanlar diledikleri gibi konuşabiliyorlar.

 

Bu yazı Campaign Türkiye Haziran 2015 sayısında Yiğit Can Kaytmaz imzasıyla yayınlanmıştır .