artwork

Açıkhava gözüyle CES teknolojileri

9 yıl önce

0

Silikon Vadisi-Singularity Üniversitesi’nden Salim İsmail, CES 2015’te Kinetic Global Summit kapsamında bize özel sunumuna “Her gün bir mucize yaşıyorsunuz hem de hiç farkına bile varmadan” cümlesiyle başladı.

3 gün boyunca, yeni teknolojileri ya da akıl dolu kullanım alternatiflerini deneyimlemenin yanında esas tüketicinin farklı pazarlardaki hızlı gelişen taleplerini, teknolojinin hayatlara nasıl girdiğini, tüketim alışkanlıklarını nasıl farklılaştırmaya başladığını gözlemlediğim CES 2015, benim için farklı bir deneyimdi.

Mucizelere çabuk mu alışıyoruz?

3D baskıyı izlerken ya da şoför olmadan hareket eden insansız arabayı gördüğümde arabanın içindeki delikanlı gibi çığlık atmak içimden gelmedi dersem yalan olur. Korku, teknolojiye verilen ilk tepki olarak çok çabuk geçiyor; işin komik tarafı üçüncü günün sonunda etraftaki her şey günlük yaşamın normal bir parçasıymış hissi ile gezmeye devam ediyorsunuz. Mucizeler ya fark edilmiyor ya da çok çabuk tüketiliyor.

CES’te “sihrin gücü”

CES 2015’i özetlemek istesem hayal gücünün, yaratıcılığın ya da Kinetic toplantısının başlığı gibi “sihir gücünün” günlük hayata dair sorunların çözümüne yönelik yarattığı akıl dolu projelerin ortak platformu diyebilirim. CES 2015’in en önemli sonucu bence gelecek dediğimiz teknolojilerin zaten burada olduğunu gözlemlemekten çok, bu teknolojilerin ve teknolojileri hayata geçirecek kullanım alternatiflerinin sokaktaki insan için kullanılabilecek basitliğe, maliyette ve ihtiyaca cevap verecek özelliklere indirgenmeye başladığını görebilmekti.

Bu yılki Kristal Elma Açıkhava Sohbetleri’nde en eski mecra açıkhavanın teknoloji ile yeniden şekillenip statik yapısından interaktif, dijital, bağlı, ölçümlenebilen ve en önemlisi kişiye özel iletişim yapabilen yeni bir boyuta taşınmış olması vurgulanmıştı. Bunu anlayabilmek için CES 2015’te sergilenen teknolojileri deneyimlemek önemliydi.

Açıkhavanın eye-tracking sistemlerinden augmented/virtual reality (sanal gerçeklik) gibi teknolojileri kullanarak, cinsiyet, yaş, demografik bilgileri tanımlayarak yüz ifadeleri bazında kişiye özel mesaj iletme şansını verdiğini, satın alma noktasındaki hareket halindeki tüketiciye erişimin daha mümkün olduğunu, mekandan bağımsız 4K ve birden çok bağlantı alternatifinin aynı anda kullanılabildiğini (connected), interaktif ve hedef tüketicinin tercihine paralel farklılaşan yepyeni, heyecan verici bir iletişim alternatifi haline geldiğini anlatmak ancak CES fuarını anlatmakla mümkün olur diye düşünüyorum.

İhtiyacımız olan şey cesur markalar

Her şey elimizde; sadece Kinetic Active’den Roshan’ın da dediği gibi ev dışı mecralar için rutinin dışına çıkabilecek, ilk adımı atabilecek cesarette markaların desteğine ihtiyaç var.

Aklımda kalan teknolojiler

CES 2015’ten aklımda kalanları özetlersem şunları sıralayabilirim: İnsansız teknolojiler, şoförsüz arabalar, yüz ifadeleri ile çalışan araç içi sistemler, otomatik park etme alternatifleri, önceden programlanarak yönlendirilen dronlar, robot sistemler, akıllı ev teknolojileri, giyilebilen/taşınabilen tüm teknolojiler, bir kol saatinden ya da parmağınızdaki yüzükten bekleyebileceklerinizi yeniden tanımlamak, çizdiğiniz herhangi bir modeli 3D baskı ile o anda üretebilme alternatifiniz, 3D printerdan çıkan elbise veya araba parçaları, telefon edip çağırabileceğiniz az ötede park etmiş şoförsüz arabanız, içine girip oyun oynadığınız sanal gerçeklik…

Sanırım satırlara sığdırmak pek kolay değil, iyisi mi biraz zaman ayırın ve sizin için hazırladığımız www.kineticweekly.com’a girip hem ana hatları ile CES 2015’i hem de teknolojileri OOH (açıkhava) perspektifinden nasıl değerlendirdiğimizi seyredin.

Son söz: Türkiye’deki tüketici bu platformun neresinde diye merak edenlere şu örneği verebilirim: CES 2015’ten eve dönüp 16 yaşındaki oğluma heyecanla gördüklerimi anlattığımda bir süre beni hoş bir ifade ile dinleyen oğlumun cevabı şu oldu: “Anne bak bu da akıllı futbol topu. Sanırım 2015 CES Innovation ödülü kazananlardan. Onu da görebildin mi?”

 

Bahar Erdoğan

Kinetic CEO’su

 

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Şubat 2015 sayısında yayınlanmıştır.