Yaprakları yerken kıtır kıtır…

12 yıl önce

0

Son dönemde yer, mekân, saat ve formattan bağımsız nereye gitsem garip bir ses duymaya başladım. Kafede yan masadaki sohbete kulak misafiri olurken, iş toplantısında, konferansta, panelde, radyo dinlerken veya televizyon izlerken… Hep kulağımı tırmalayan aynı ses: Meeee! Meeee! Meeee!

Sonunda ne olduğunun farkına vardım ve eski bir özlü sözü hatırladım: Yaprakları yerken kıtır kıtır, sapına gelince meee…

İnsanoğlunun yaradılışından mıdır, yoksa toplumsal kültürümüzün bir parçası mıdır tam bilemiyorum. Ancak iş dünyasının herhangi bir alanında ne zaman biraz zorlu bir döneme girilse, ne zaman koşullar biraz daha çetin hale gelse, şikâyetler çığ gibi büyümeye, gerilim kat sayısı artmaya ve ardından memnuniyetsizlik hayatın her alanına taşar.

Kısacası, her kafadan meee’ler çıkmaya başlar. Meee aşağı, meee yukarı!

Elbette meee’lemenin hiçbir faydası yok. Peki meee’lerin önüne geçmek için ne yapmak gerekiyor? Bu noktada üç farklı yaklaşıma dikkat çekmekte fayda var.

1) TBWA/Istanbul’dan Cem Topçuoğlu’nun her platformda dile getirdiği gibi “İşler iyi giderken değişim yapabilme cesaretini göstermek…”

2) Endeavor Genel Sekreteri Didem Altop’un yazdığı gibi çerçevenin dışına bakma becerisi ve isteğine sahip olmak… (sf.42)

3) Ayşegül Molu’nun vurguladığı gibi iğneyi kendimize batırmaktan çekinmemek… (sf.63)

İşte bu üçünü iyi harmanlayabilen kurum veya kişiler için işler her zaman iyi gider, ve hiçbir zaman meee’leme ihtiyacı ortaya çıkmaz.

Biz de Campaign Türkiye olarak bunun farkındayız. İşlerimiz iyi gidiyor ve henüz 3’üncü ayımızdayız. Ancak gelecekte meee’lememek için sürekli değişim yapmamız ve gelişmemiz gerektiğinin bilincindeyiz.

Bu çerçevede önümüzdeki aydan itibaren dergimizin yanı sıra farklı platformlarda da karşınıza çıkmayı amaçlıyoruz.

Şimdilik sürpriz, takipte kalın.

Keyifli okumalar…

 

[arrowlist]

  • Bu yazı Campaign Türkiye’nin Mart sayısında yayınlanmıştır.

[/arrowlist]