artwork

Vizyonölçer

11 yıl önce

0

Günümüzde uzun vadeli vizyoner yaklaşımlarla yaratıcılığın önünün açılması gerekiyor. Sizin vizyonölçer kaçı gösteriyor?

Zuckerberg, üniversitedeki odasında kurduğu ve sonra adına Facebook dediği internet sitesini hayata geçirdiğinde eminim etrafında “Ne işe yarayacak?”, “Sana ne getirisi var?” diye soran ya da sormayı aklından geçiren birileri olmuştur. Söylesenize gerçekten ne işe yarar Facebook? Şimdi alt tarafı değeri 100 milyar dolara yakın bir şirket.

Jack Dorsey için de Twitter’ı kurduğunda benzer şeyler düşünülmüş ya da söylenmiş olabilir. Ne olmuş şimdi dakikada milyonlarca tweet atılıyorsa ve reklam gelirleri milyar dolarlarla ifade ediliyorsa?

Ya Yuri Milner’a ne demeli? Sen fizikçi ol, sonra git internet şirketine yatırım yap ve sonra bir de üzerine fizik yarışması açıp kazananlara üçer milyon dolar dağıtacak kadar işi büyüt. Olacak iş değil!

“Bana bu enteresan fikirlerden bahsetmeyin, ne getirisi var onu anlatın!” demenin soranlar açısından doğru bir şey olmadığını zaman göstermiştir.

Yaratıcılığın artık devletin bile eylem planlarına girdiği (bkz. 2013 yılı Eylem Planı – Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 2011-2016) bir Türkiye’deyken uzun vadeli vizyoner yaklaşımlarla yaratıcılığın önünün açılması ve hangi sektörde olursa olsun teşvik edilmesi gerekmektedir. Çalışan performanslarının bu yönde değerlendirilmesi de unutulmaması gereken yöneticilik vasıflarından biridir. Zira esas meziyet, rakamların ardındakileri görmek.

Bu nedenle yönetici olarak kendinize sorun: “Vizyonölçerim” neyi gösteriyor?

Işık etrafındaki kelebek

İletişim, pazarlama ve reklamcılık endüstrisinin üzerinde en çok zaman harcadığı konulardan biri müşterilerine kendilerini özel hissettirmektir. Mobil iletişim şirketlerinden elektronik ticaret şirketlerine, oyun yazılımı şirketlerinden radyo yayıncılığı yapan şirketlere kadar her segmentte kafa yorulan öncelikli konulardan biri tüketicinin dikkatinin nasıl çekilebileceği üzerinedir.

Yaratıcılığın sınırlarını zorlayan, düşünülmemişi düşünen ve herkesten önce uygulayanlar sadık tüketici kitlesini ışığın etrafındaki kelebekler gibi tutabilir. Ama adı üzerinde, kelebek hassasiyetindeki tüketici, ışığın azalması ya da daha kuvvetli bir ışık görmesi durumunda uçup gidebilir.

Mikro yaklaşım

Elbette konvansiyonel araçlar kullanılarak gösterilen çabaların etkisi yadsınamaz. Ancak hiçbir şey, hedefe nokta atışı yapılan ve “özel” hissettiren uygulamaların yerini alamaz.

Yapılan işin karakterine uygun şekilde kurgulanmış bu “özel” uygulamaların sonucu, konvansiyonel araçlarla kıyaslandığında %80 daha başarılı olmuştur.

Bizim sektörde anlatılan bir hikaye vardır. Danışmanlık hizmeti almak amacıyla teklif istenen şirketler ardı ardına sunuma çağrılır. Şirketlerin hepsi sunumlarını tamamlar ve içlerinden biri seçilir. Seçilmelerinin nedeni diğerlerinden daha iyi oldukları için değil, sabah saatinde yapılan sunuma giderken kahvaltı etmediklerinden köşedeki kahve dükkanına uğrayıp kendilerine kahve ve sandviç alırken sunum yapacakları kişilere de almış olmalarıdır. Bu tavır “samimiyet, doğallık ve ekip hissiyatı” göstergesi olarak algılanmıştır.

Bu durum plansız ama yine de doğal yaratıcılık olarak düşünülebilir.

Geçenlerde bir müşterimden ofise dönerken bindiğim takside telefonla konuşurken “Şarjım azaldı sonra konuşalım!” diye hayıflandıktan sonra şoförün elinde bir iPhone, bir ince uçlu Blackberry ve bir de Nokia şarjı tutarak “Abi, hangisi uyar?” şeklinde derdime derman olması gibi örnekler de mevcut. Bunun sonucunda ödeme yaparken “üstü kalsın!” dediğinizde içinizden de “helal olsun!” demeyi de unutmamalı.

İstenilen sonuç nedir?

Vizyoner yaklaşım sadece başkalarının fikirleri üzerinde yorum yapmak değil kendi fikirlerimizle ulaşmak istediğimiz hedefi iyi belirleyebilmektir. Zira “iyi fikir” olarak gördüğümüz bazı uygulamalar bizi tahminimizden farklı sonuçlara da götürebilir.

Örneğin; bir çocuk yuvasında velilerin çocuklarını geç almaları nedeniyle çıkış saatleri geciken yöneticiler, velilerin bu davranışlarına engel olmak amacıyla gecikme karşılığında ilave ücret alınması uygulamasını getirmişler. Ancak bu sefer veliler çocuklarını daha da geç almaya başlamışlar çünkü artık bu, bedelini ödedikleri bir hizmet haline gelmiş. Söylenecek bir şey yok.

Bakalım, baktıralım. “Vizyonölçerler” kaçı gösteriyor?

Murat Çolakoğlu / PwC Türkiye Şirket Ortağı, Eğlence ve Medya Sektör Lideri

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Ağustos 2013 sayısında yayınlanmıştır.