artwork

Tasarruf mu? Hallederiz!

10 yıl önce

0

Yaşamın devam etmesinde, insanların ve diğer canlıların kullandığı, vazgeçilmez olan maddelerin tüketiminde dikkatli davranma, gereği kadar kullanma, idareli tüketmeye “tasarruf” denir (bkz. Vikipedi).

Bazı şeylerin sözlük tanımına baktığınızda ne kadar masum ve uygulaması da ne kadar kolaymış gibi geliyor insana. Tasarruf dediğiniz şeyin bireysel uygulaması iradenize bağlı olarak “daha az harcama” şeklinde gerçekleşir ve çoğu zaman sadece sizi etkiler. Ancak bunu bir şirket ölçeğince uygulamaya çalıştığınızda hem kendinizi hem de sizinle beraber çalışanları ve hatta sizinle iş yapan üçüncü kişilere kadar uzanan bir etki zincirini de içine alan konu haline gelir.

Nereden aklına düştü tasarruf konusu diye sorarsanız, ülkemiz gündemi çerçevesinde içinde bulunduğumuz yıl boyunca konuşulacak ve hatta gelecek seneye de sarkacak bir konu olduğunu düşündüğümden bu konuda yazayım dedim. Tabii uzun yıllardır tecrübe ettiğim bir gerçek de bu düşüncemi destekliyor. Ne zaman şirketler tasarruf planı yapsalar yönetim kurulları ya da patronlar ilk önce reklam bütçelerine göz diker, danışmanlara verilen paralar rahatsız eder, çalışan sayılarını sorgulayıp en kısa yoldan tasarrufu ücretlerden yapmaya çalışırlar.

Halbuki, tasarruf dediğiniz şey bir planlama gerektiren ve sürdürülebilirliği önemli olan bir yönetim kararıdır.

Tasarruf tedbirleri neden başarısız olur?

Bunun sebebini kısaca dört maddede özetleyebiliriz;

1- Mali disiplin yoksunluğu nedeniyle masraf yönetimi yapılamaması ve dolayısıyla hangi harcama kalemlerinden tasarruf sağlanabileceğinin anlaşılamaması.

2- Ağacın alçak dallarındaki meyvelere konsantre olunması, yani, kolay yöntemlerle tasarruf sağlanabileceği yanılgısı.

3- Harcama kültürü konusunu atlayarak tasarruf yapılmaya çalışılması. Yani; “kim ve nasıl harcama yapabiliyor ve bu nasıl takip ediliyor?” sorusunun sorulmaması.

4- Tasarruf tedbirlerinin sonuçlarının takip edilmemesi

Emin olun birçok şirkette bu konulardan bir veya bir kaçına gereken özenin gösterilmemesi nedeniyle istenilen amaca ulaşamamış tasarruf uygulamaları yapılageliyor.

Ne yapmalı?

• Gerekli mi değil mi? Bu sorunun cevabını ancak iyi yapılmış ve takip edilen bir bütçe ile verebilirsiniz. Ancak bu değerlendirme aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağıya çift yönlü olarak yapılmalı. Yani bu konuda herkes elini taşın altına koyarak kararların uygulanmasında eşit olarak etkilenmeli. Böylece uygulama şirketteki herkes tarafından benimsenir ve sahiplenilir.

• Masraf merkezlerinin ayrı ayrı bilinmesi gerekir. Aksi taktirde havuz olarak takip edilen masraflar bütününe bakarak karar veremezsiniz, ya da zaten vermemeniz gerekir.

• Tedarikçilerle yapılan anlaşmaların gözden geçirilmesi sağlanabilir. Bu sayede şayet grup şirketleri varsa ölçek yaratılarak bunun getireceği tasarruf etkisinden yararlanılabilir. Nice grup şirketleri biliyorum ki birbirinden bağımsız ve habersiz yaptıkları satın almalar nedeniyle ciddi fırsatlar kaçırıyorlar. Bir söz vardır ya “alırken kazan” diye. İş hayatında bunun önemi ve yeri büyük.

• Harcama kültürünün gözden geçirilmesi gerekir. Bu, hassas olmakla beraber önemli bir konu. “Tasarruf yapıyoruz arkadaşlar” dedikten sonra alışkanlıklarında değişiklik yapmayan patronlar ya da üst düzey yöneticiler yüzünden uygulamanın ihtiyaç duyduğu ciddiyet, inanç ve desteğin sağlanamayabileceği unutulmamalıdır.

Bu saydıklarım tasarruf uygulamasının ciddiyetle ele alınması ve sürekliliğini temin etmek için gereken temel bazı prensiplerdir. Her şirketin yapısı, insan dokusu, işleyişi, iş yapış şekli, kültürü farklıdır. Tasarruf dediğiniz şey de öyle iki kişiyi işten çıkartmayla yapılabilecek, reklam bütçesini kısıp, danışmana para ödemeyince başarılı olunabilecek bir şey olmadığından bir plan dahilinde ve uygulandığında size ileriki dönemlerde sorun yaratacak tohumları beraberinde getirmeyecek bir yönetsel kararlar bütünüdür ve sıkı takip edilmelidir.

Ne demişler “Çok, azdan olur”.

 

Murat Çolakoğlu / PwC Türkiye Şirket Ortağı – Eğlence ve Medya Sektör Lideri

@mcolak001

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Mart 2014 sayısında yayınlanmıştır.