Pareto ve reklam sektörü

12 yıl önce

0

Eğitim formasyonunda ekonomi olanlar Vilfredo Pareto ismini yakından tanır. 1848 yılında doğan İtalyan ekonomist ve sosyoloğun 1 asır önce ortaya koyduğu Pareto Optimumu’nu kısaca hatırlayalım. Pareto’ya göre, “Refah, toplumdaki bireylerin refahlarının toplamından oluşmaktadır. Bir bireyin refahı artarken, diğer bir bireyin refahında azalma olursa toplam refah artmış sayılmaz. Eğer bir toplumda başka bir bireyin refahı azaltılmadan, bir bireyin refahını yükseltme olanağı yoksa, o toplum maksimum refaha ulaşmış demektir.”

Pareto’nun yaklaşımı sektörlere de uyarlanabilir. Eğer bir ekonomi veya sektör, maksimum büyüklüğe ulaştıysa, sektör oyuncuları ancak diğer oyuncuların zayıflamasıyla büyümeye devam edebilir. Ortalama yaşı 27.6 olan, nüfus artış hızı yüzde 2 seviyesinde olan gelişen bir ekonominin maksimum refaha ulaştığı düşünülebilir mi? Elbette hayır… Reklam ve medyaya bakalım. 2010’dan 2011’e reklam sektörü yüzde 20 büyüyerek 4,3 milyar TL’ye ulaştı. Projeksiyonlara göre de önümüzdeki 5 yılda, her yıl yüzde 15 seviyesinde büyüme bekleniyor.

Peki bu tabloda neden ajanslar, yayıncılar, mecralar, kanallar veya sektör içinde yer alan bireyler, çoğu zaman stratejilerini, rakiplerin kurgularına ve rakiplerini zayıflatmaya odaklı şekillendiriyor? Uzun vadeli, mental ve maddi yatırımlar yaparak geleceğe odaklanmak çok mu zor? Yoksa “her zaman başarılı olmak” dahi, rakiplerin zayıfladığını görmenin hazzını vermiyor mu?

Eylül ve ardından gelen sonbahar Türkiye’de başlangıçların dönemidir. Yeni yayın dönemleri başlar, yeni hedefler hazırlanır ve yeni stratejiler uygulamaya konur. Bu ay televizyon kanallarının yeni yayın dönemi stratejilerini mercek altına aldık. Televizyonların uzun vadeli stratejilere odaklandığının sinyalini almak umut verici… Ancak henüz sadece sinyal alabiliyoruz. Umarız Eylül 2013 sayımızda daha derin stratejilere ve hedeflere sayfalarımızda yer verebiliriz.

Campaign Türkiye’nin 9 ay önce yayınlanan ilk sayısında hedefimizin “sektöre ve sektör içinde yer alan her bireye fayda sağlamak” olduğunu vurgulamıştık. Bu bağlamda “toplam refah” prensibinden ödün vermeden, sektörün yayıncılık ayağının büyümesine pozitif katkı sağlayacağına inandığımız yeni içerik platformlarını yayına hazırlıyoruz. Detayları Lift Content Factory’nin kurucusu Ömer Erdem anlatıyor (sf. 60)

Keyifli okumalar…

 

Tolga Tuna, Campaign Türkiye Genel Yayın Yönetmeni

tolga@campaigntr.com

[arrowlist]

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Eylül sayısında yayınlanmıştır.

[/arrowlist]