artwork

İşini kalabalığa bırak

12 yıl önce

0

Crowdsourcing, crowd ve outsourcing kelimelerinin birleşiminden gelen günümüz kitlesel kaynak kullanımı, kalabalık ya da topluluk kaynak kullanımı olarak tanımlanabilir. Outsourcing, bildiğimiz gibi belli işlerin konuyla ilgili uzmanlaşmış farklı bir şirkete yaptırılması demektir. Crowdsourcing ise, şirketin bir alanda bir işi geniş kitlelere belli bir ödül karşılığında (şart değil) sunma ve önerilerini alma uygulamasıdır. Uygulama denebilir, çünkü crowdsourcing, outsourcing gibi uzun süreli belli anlaşmalardan ziyade kısa süreli bir işbirliğidir.

Şu bir gerçek ki birçok insan yapmaktan zevk aldığı işlerde çalışmıyor. Bu işler belki kişilerin temel ihtiyaçlarını karşılamaları için gerekli geliri sağlıyor ama işin manevi tatmin kısmı eksik kalıyor. Jeff Howe’un da kitabında bahsettiği gibi kişiler genel eğitim ve refah düzeylerinin artması ile birlikte kendilerini gösterme, manevi tatmin, yararlı olma, saygı duyulma ve bilinir olma gibi daha farklı ihtiyaçlar içinde oluyor. İşte internet ortamı insanların bu ihtiyaçlarını karşılamalarına, zevk aldıkları işleri – karşılığında hiçbir kazanç elde etmeyeceklerini bilseler bile – yapmalarına olanak sağlıyor. Ekşi Sözlük’te saygı duyulan bir yazar olmak, yüzlerce takipçisi olan bir blog yazarı olmak, “sensei kademesine erişmiş bir yaratıcı” olmak birçok durumda binlerce liralık aylık gelirden daha fazla tatmin sağlıyor. Anahtar kelimeler: İnsanların bir işi maddi karşılık için yapmaması. İnsanlar benzerleriyle aynı ortamda bulunmaktan, geri bildirim almaktan dolayı mutlular ve bu yeni mecrayı, içerik yarattıkları interneti, seviyorlar. Peki firmalar bunu nasıl kullanıyor?

Crowdsourcing yaklaşımı ile yenilikçi fikirlere ulaşarak üretkenliklerini artırabiliyor, aynı zamanda Ar-Ge ve işçilik gibi maliyetleri minimum düzeye indirebiliyorlar. Firmalar bu model ile çözüm bulmakta güçlük çektikleri problemlere, farklı bakış açısına ve tecrübeye sahip kalabalıklar ile çözüm bulmaya çalışıyorlar. Çözüm üreticiler ise bu sayede hem kendilerine tatmin edici bir mali kaynak yaratıyorlar hem de o projenin bir parçası oluyorlar… Yaratıcı olmak farklılığı tamamen artırıyor tabii ki. Bu durumun tam tersinin de yaratıcılar için ne kadar büyük bir ayrıcalık sağladığını da unutmamak gerek. Yaratılan fikirlerin farklı bakış açılarıyla boyut kazanması, anında geri dönüş bildirimi yaratıcı fikrin bambaşka kitlesel katkılarla daha da çok farklılaşmasını sağlayabilir. Reklam ve pazarlamada da farklılaşmak esas ise crowdsourcing, yaratıcı sektör için biçilmiş kaftan demektir.

Crowdsourcing örnekleri

Crowdsourcing’e belki de en iyi örnek, reklam sektörünün çok iyi bildiği, günlük yaşamınızda kullandığınız istockphoto.com’dur. Fotoğraf makinesi satın alıp, belli bir zaman harcayıp istediğiniz konsept fotoğrafı çekmek yerine, web sitesi üzerinden belli arama kriterleri sonucunda, istediğiniz fotoğrafı cüzi bir fiyata satın alabilmek, crowsourcing’in artık hayatımızın içinde olduğunu gösteren en güzel örneklerden biridir.

Turkcell’in çekim gücü reklamlarında reklam filmleri için müşterilerini nasıl görevlendirdiklerini – ve nasıl geri dönüş sağladıklarını – hepiniz çok iyi hatırlıyorsunuzdur sanırım. Aynı şekilde Doritos, Hisseli Tatlar kampanyasıyla yeni tat arayışını halka açtı ve bir yarışma düzenledi. Gelen yeni tat önerilerini değerlendirip, en iyi üç tadı belirledi. Bu üç tadı da yine halkın oylamasına sundu. Halkın oylamasıyla seçilen yeni tadın sahibine gelirin yüzde 1’i hediye edildi. Crowdsourcing, doğru kullanıldığında başarıya ulaşılan bir yöntem, ancak tüm detaylarının iyi belirlenmesi gerekiyor.

Hakların korunması

Ancak bunu yaparken şu da unutulmamalı ki topluluklar hatalara karşı çok acımasız ve hızlı tepki verebiliyor. Fikir ve emeklerinin sömürüldüğünü, gereken saygıyı görmediklerini hissettikleri anda ya o ortamı terk edip firmayı yalnız bırakıyorlar ya da daha kötüsü bir anda firmanın karşısında yer alabiliyorlar. Bu ince dengeyi koruyarak hareket edebilen firmalar için ise crowdsourcing yakın geleceğin en renkli alanlarından birisi olacak gibi. Sorgulanması gereken olgu, fikri hakların korunması ve uygulama aşamasına geçen fikirlerden elde edilecek gelirin fikir sahibi ve firma arasında nasıl paylaştırılacağı. Fikirlerin gönderilmesi aşamasında işaretlenen o küçük puntolu “Katılım koşullarını kabul ediyorum” ile başlayan cümleleri ve eklerini iyi okumak gerekiyor. Her platformun yapısı itibariyle fikirlerin ticari kullanımı sonrasında elde edilecek gelirin paylaşım modeli farklılık gösterdiği için, fikrinizi paylaşırken dikkatli olmak gerekiyor. Örneğin Dell IdeaStorm’a fikirlerinizi gönderirken herhangi bir hak iddia etmeyeceğinizi peşinen kabul ediyorsunuz.

Kapanışı Jeff Howe ile yapacak olursak, “Bir işi en iyi yapacak kişi, o işi en çok yapmak isteyen kişidir.”

Diğer projeler

P&G Open Innovation Challenge – Girişimcilerin ve profesyonel tasarımcıların ürün fikirlerini geliştirdikleri platform. Ayrıca Ideas4Unilever, My Starbucks Idea ve fikirborsasi.com.

Tolga Öztürk – Art Direktör

 

 

[arrowlist]

  • Bu yazı Campaign Türkiye’nin Ağustos sayısında yayınlanmıştır.

[/arrowlist]