artwork

İçerik kral ama…

10 yıl önce

1

İçerik gerçekten kral ve içerik pazarlaması markalar için çok önemli. Bunun aksini kimse söylemiyor sektörde, ancak konuya biraz da farklı açılardan bakmakta fayda var.

Bu köşede uzun zamandır içerik pazarlamasının ne kadar hızlı yükseldiğinden, her gün pazarlama bütçelerinden aldığı payın arttığından ve içeriğin kral olduğundan bahsediyoruz. İçeriğin kral olduğu doğru, bunun aksini söylenemez. Ancak içerik doğru markalar tarafından doğru kullanıldığı ölçüde markaya fayda sağlar. Bunu ben değil de araştırmalar söylüyor. Aşağıda bazılarından bahsedeceğim araştırmalara bakınca acaba içerik pazarlaması fazla mı yükseltiliyor, fazla mı pohpohlanıyor diye düşünmeden edemiyor insan. Bu bir içerik pazarlaması köşesi ve önümüzdeki aylarda da içerik pazarlamasının getirdiği başarıları anlatmaya devam edecek, çünkü içerik gerçekten kral ama hangi markalar için, nasıl ve ne kadar içerik kullanılmalı, bu önemli. Bunu anlamak için olaya biraz da ters köşeden bakmakta fayda var.

İçerik bütçelerde 2. sırada

• Gartner’ın 2013 Dijital Pazarlama araştırmasına göre pazarlamacılar dijital pazarlama bütçelerinin en büyük payını online reklama ayırıyor (%12,5), bundan sonra ikinci sırada ise içerik üretimi ve yönetimi geliyor (%11,6). Burada düşündürücü olan şey arama motoru pazarlaması ve kurumsal web sitesinin tasarımı, geliştirilmesi ve bakımı için ayrılan bütçenin üçüncü ve dördüncü sırada gelmesi (ikisi de %10,7). Açıkçası bu sonuçtan sonra biraz içeriğe gereğinden fazla önem veriliyor olabilir mi düşüncesine kapılmamak elde değil.

Marka içeriğine güven

• Forrester’ın yaptığı araştırmaya göre tüketiciler markaların hazırladığı içeriklere fazla güvenmiyor. Sadece %18’i markalardan gelen e-maillara, %15’i sosyal ağ gönderilerine güveniyor. İçeriğine en fazla güvenilen marka kanalı %32 ile web sitesi ama tüketiciler daha çok yazılan görüş ve eleştirilere güveniyor.

• MediaBrix’in Harris Interactive’e, mecralarda içeriğin bir parçası gibi sunulan reklamların etkisini ölçmek için yaptırdığı araştırmaya göre tüketiciler bu uygulamadan olumsuz etkileniyor. Twitter’da promoted tweet gören tüketicilerin %62’si, Facebook’ta sponsorlu post görenlerin %72’si, sponsorlu video reklam görenlerin %85’inde hiçbir etki olmadığı ya da markaya karşı kötü algı oluştuğu belirtiliyor.

Fazla mesaj usandırıyor

• 2012 Dijital Advertising Attitutes Report’a göre tüketicilerin %20’si bir marka tarafından çok fazla reklam mesajı aldıklarında ürünü ya da hizmeti kullanmayı bırakacaklarını belirtiyor. %28’i ise bu durumda gelecekte şirkete olumlu yaklaşmayacağını söylüyor. Araştırmada “çok fazla”nın tanımı yapılmıyor ancak ABD’de yürütülen benzer bir araştırmada genel olarak tüketicilerin %55’inin ayda birden fazla mesaj almak istemedikleri, 18-24 yaş arası grubun ise haftada birin yeterli olduğunu düşündükleri belirtiliyor.

Yine de reklamdan etkili

• Ama son olarak Nielsen’in Global Trust in Advertising and Brand Messages araştırmasına bir bakalım. Tüketicilerin %92’si tanıdıkları insanların tavsiyelerine, %70’i tüketicilerin online gönderdikleri görüşlerine güveniyor. %58’i dergi, gazete gibi mecralarda yer alan içeriklere ve yine %58’i kurum web sitesine güveniyor. Ama dergi, gazete, açıkhava ya da TV’deki reklamlara güvenme oranı %48. Yani içerik her zaman reklamdan daha güvenilir.

Burçin Tarhan / Campaign Türkiye Yazı İşleri Müdürü

 

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Aralık 2013 sayısında yayınlanmıştır.