Ağır bir cenaze ve ‘selfie’den manşet

Olayı herhalde biliyorsunuz… Mandela’nın cenazesine giden Obama, protokol tribününde ciddiyeti bırakıp Danimarka ve İngiltere başbakanları ile epeyi bir şamata yaptı. İş sadece şamata ile kalsa yankısı bu kadar büyük olmayacaktı. Danimarka’nın ‘İskandinav sarışını’ başbakanı ile bir de ‘selfie’ çektirdi. ‘Selfie’ deyip geçmeyin, 2013’de Oxford sözlüğü tarafından ‘yılın sözcüğü’ seçildi. Anlamı kısaca, mobil cihazlarla ‘kendi fotoğrafını’ çekmek. Bu ‘selfie hadisesi’ bir de Obama’nın eşi Michelle’in gözü önünde cereyan edince Avrupa ve ABD’nin özgür medyası işin üstüne atladı.

Nasıl atlamasın?..

Siyasi magazin var, başkanla first lady arasında gerginlik var, hafiften kıskançlık var, film sahnesi gibi fotoğraf karesi var.

E, şimdi elde bu varken ne gerek var özel bir haber aramaya, ne gerek var ağır bir analiz yazamaya. Gazetecilik değişiyor, mobil çağda bilgi hızla yayılıyor. Bas fotoğrafı, sosyal medya dışında kalan okur da neşesini bulsun bari…

New York Post, bu fırsatı kaçırmadı ve o ‘Selfie’yi ertesi sabah manşetten okurlarıyla paylaştı. Başbakan’ın Danimarkalı oluşundan hareketle bir kelime oyunu yaparak ‘tehlikeli flört’ mealinde manşet attı. Haberin devamında ise yine Danimarka çöreğinden türetme “Dankin Donut, Obama’nın aklını aldı” demeye gelen bir başlık kullandı. Hatta cenaze ortamında bacaklarını açan kadına edep dersi veren okur yorumlarını bile yayınladı.

İngiliz The Sun gazetesi ise Başbakan Cameron yan rolde kaldığı için daha didaktik bir manşetle liderleri saygıya davet etti.

Demek ki Twitter çağında, eski usul ‘derin gazetecilik’ kadar ‘olanı iyi vermek’ de önem kazanıyor… İlla araştırmacı gazetecilik bağlantıları ya da devasa Canon ekipmanlar gerekmiyor.

Muhabir ve editörlerin ise eskisinden daha yaratıcı olması için sosyal ağlardaki ortalama zekanın üstüne çıkması şart…

Levent Ertem

Campaign Türkiye Yayın Danışmanı

@ertembey

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Mart 2014 sayısında yayınlanmıştır.