12 adet bedava Tokyo bileti

Başlığa kanıp bu yazıyı okuyorsanız, okumayı bırakabilirsiniz. Dikkat çeksin diye kafadan attım başlığı. Konu aslında “değişim”. Reklamcılığın son 7-8 senede bile nerden nereye geldiği ile ilgili kendi izlenimlerim.

2005 yılında bir reklam ajansı kurduk, aslında o zamanki ismiyle web ajansı. Hafif fikirli, güzel tasarımlı web siteleri, enteresan ürün demoları/animasyonları filan yapıyorduk. Bazı şirketler “Aa internetçi çocuklar geldi” filan diyorlardı, CMO’lar CEO’lar değil IT ekiplerinin karşıladığı bir üçüncü partiydik.

Ama o günden bu güne dijital acayip büyüdü ve nitekim, bizim ajans olarak bulunduğumuz pozisyon da bayağı değerlendi. 3. köprü öncesinde arsa kapatmak gibi aslında, bir anda “ne güzel işe girmişiz valla” dedik.

Akıllı telefonların gelişi, sosyal medya platformları, online video tüketim alışkanlıkları vs… zrilyon tane etken bizi şu anda olduğumuz yere getirdi. Eskiden sadece web sitesi yaparken, şu anda televizyon reklamı, ürün yerleştirme, mobile app, branded utilities, social media management/call center (Plasenta), web site, online viral videos, hardware, interactive robots gibi şeyler yaparken bulduk kendimizi.

Şaka değil, “Facebook WhatsApp’i aldı, şimdi ne olacak… Snapchat satmadı kendini, bizi etkiler mi?” gibi haberlerden bile ani kararlar alıp değişikliğe gitmemiz gereken bir sektörde çalışıyoruz. Cannes’da bu sene ödül alan işlere reklam demeye bin şahit ister, 1990’lara dönüp birilerine göstersek… Cannes’da kazanan işler sektörde yaşanan değişimin tam bir yansıması.

Uzun lafın kısası, sadece benim deneyimlediğim zamanda bile reklamcılık çok hızlı değişti. Ancak değişmeyen tek bir şey var; o da içgörünün önemi.

Bize düşen, iletişim teknolojilerine durmaksızın adapte olmak ve içgörüye/gerçek ihtiyaca karşılık veren işler üretmek. Tabii sadece yaratıcı ajansların değil markaların da aynı şekilde durmaksızın evrilmesi ve takipte olması gerekiyor. Çünkü güzel işler marka ve ajansın ortak çabası ile ortaya çıkıyor.  Sadece ajansın değil.

Enis Orhun
26. Kristal Elma
Dijital Seçici Kurul Başkanı

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Eylül 2014 sayısında yayınlanmıştır.