artwork

Siyasal iletişim reklam kampanyalarından ibaret değil

7 yıl önce

0

Kısa bir süre önce konuşmacı olduğum bir konferans sırasında, konuşmamı bitirdikten sonra bir dinleyici yanıma yaklaştı ve “sunumunuzda birkaç yerde ampul vardı, subliminal olarak AK Parti propagandası yapıyorsunuz siz,” deyiverdi.  Şaşkınlığımdan ne cevap vereceğimi bilemedim ama siyasal iletişimin hala büyük bir kesim tarafından bir nevi manipülasyon, algı operasyonları olarak algılandığını görmek mümkün bu iddiada. Peki öyle mi?

Spin Doctor, Türkçe’ye çevirmesi oldukça zor bir kelime.  Amerikan siyasetinin en önemli oyuncularından biri olan spin doctor’lar, aslında politikacıların hiç yanlarından ayırmadıkları iletişim stratejisi danışmanları, bir çeşit siyasal imaj danışmanları veya siyasetçilerin düşüncelerini, projelerini topluma tercüme eden kişiler. Tabii bunun için de bulunduğun toplumu çok iyi tanımak, dilinden anlamak esas şartlardan biri. Bu anlamda Erol Olçok’un Türkiye’nin az sayıdaki “spin doctor”larından biri olduğunu söyleyebiliriz.

Erol Olçok ve Arter’in AK Parti için gerçekleştirdiği kampanyalara baktığımızda, bütünsel yaklaşımı açısından Batı ülkelerinde gerçekleştirilen kampanyalara benzetebiliriz. Seçmeni odağına alan ve etkin bir mesaj stratejisine sahip kampanyalar… Özellikle seçmen segmentasyonunda önemli bir yeri olan ev kadınlarının ve gençlerin birer parti sözcüsü gibi harekete geçirilmelerini çok önemli buluyorum.

Yıllar önce şu anda İşçi Partisi’nin başında olan Jeremy Corbyn’in (O zamanlar İşçi Partisi’nin Islington Milletvekili’ydi) kampanyasında çalışırken, görevim Türk kökenli seçmenlerin örgütlenmesine yardımcı olmaktı. Telefonla onları arıyor, toplantılara katılmalarını sağlıyor, seçim günü oy kullanmaya gelmedilerse sandığa gelmeleri için tekrar arıyor, ulaşımları için destek öneriyordum. Aynı yıllarda seçmenin sandığa gelmesi için ayağına taşıt gönderen Refah Partisi, muhalif kanatların hedefi oldu, seçimlerde yanlış işler yapıyor diye. Israrla seçim kampanyalarının en önemli ayağının seçmen örgütlenmesi ve mobilizasyonu olduğunu söylediğimde, malum tepkiyi görüyordum: “Refah Partisi’nin reklamını mı yapıyorsun?”

Türkiye’de uzun bir süredir, siyasal iletişimi sadece reklamdan ibaret sayan bir anlayış var ve diğerini yani siyasal kampanyalarda bir nevi halkla ilişkiler faaliyetlerini yapanları, “hile” yapmakla suçluyor. Oysa siyasal iletişim sadece reklam kampanyalarından, sloganlardan ibaret değil. Eğer sizin ana mesajınız doğrultusunda mobilize edemediğiniz bir seçmen kitleniz, en önemlisi de kazanma stratejiniz yoksa siyasette uzun vadede var olmanız mümkün değil. Erol Olçok, bu anlayışı da kıran önemli bir isim.

İngilizcede “Grassroots” denilen taban siyaseti seçim kampanyaları, siyasal iletişimin en önemli ayağıdır. Kapı kapı gezerek, seçmeni sizin belirlediğiniz bir mesaj stratejisi doğrultusunda istediğiniz hedefe doğru götüreceksiniz. Yani yeni bir siyasal birliktelik, bununla birlikte de bir hafıza yaratacaksınız.

Ancak teknik açıdan son derece başarılı bulduğum Arter ve Erol Olçok imzalı kampanyaların içerik açısından ciddi sorunları olduğunu da görmezden gelemeyiz. Özellikle bu coğrafyanın geçmişten gelen çatışmalar ve toplumsal hassasiyetleri üzerine son derece agresif bir kampanyayla gidilmesi de bugün geldiğimiz kutuplu toplumun hazırlayıcısı oldu. Siyasal iletişim kampanyalarının hedefi seçmeni ikna ederek seçimleri kazanmaktır. Bu ikna süreci, sizin değerlerinizin de seçmenlere doğru iletilmesiyle söz konusudur. Toplumu iyi bir gelecek için değiştirmek, dönüştürmek olmalıdır aslında siyasetin hedefi. AK Parti bu konuda daha kolay bir yol izledi ve seçmenini bir yandan “Daha iyi bir Türkiye, daha güçlü bir Türkiye” dediği o hedefe götürme yolunda birleştirmek yerine daha çok ayrıştırmak, farklılıkların altını çizmek yolunu seçti, kendi seçmenini bu yolla bir arada tutmayı doğru buldu. “Ya bizdensin ya da onlardan!!!”

Bunu daha iyi anlayabilmek için herkese Invictus filmini seyretmelerini öneririm. Film, Nelson Mandela’nın ülkesinde birliği ve beraberliği sağlamak için Güney Afrika futbol takımı kaptanıyla yaptığı iş birliğinin hikâyesini anlatıyor. Irkçılık ve ekonomik sorunlar nedeniyle birbirine düşman kitleleri rugby ve bunun çerçevesinde gerçekleştirdiği bir iletişim kampanyasıyla nasıl birleştirdiğine tanık oluyoruz filmde.

Şeyda Taluk

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi, The School of Life Istanbul Atölye Lideri

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Haziran 2017 sayısında yayımlandı.