artwork

Hazır, nişan al, ateş!

7 yıl önce

0

“Girişimcilik ruhu her işletme için etkili olmayabilir” diyor Helen Edwards. “Stratejileri daha hızlı, cesur ve yaratıcı olmaları için ‘girişimciliğe’ sürüklemek anlamlı bir değişiklik yaratmaz.”

London Business School’da yakın zamanda yaptığı bir konuşmada Gary Hamel, “Tüm şirketlere girişimcilik ruhunu nasıl aşılayabiliriz?” sorusunu yöneltti. Bu, onun söylediği gibi “her işletmenin sorması gereken soru” idi.

Sormalılar mı? Sormalı mısınız? Girişimcilik teoride iyi ve heyecan verici ve tamamen pozitif olan şu zayıf tasarlanmış fikirlerden biri – özellikle Hamel’in şartlarının etkisi altında kalmış, onlar da şöyle: “Koyu, basit, eğilmez, açık, düz ve özgür.”

Pratikte, daha az istenen özelliklerin bazıları, dengesiz, bencil, aksi, sabırsız, yalın halde ortaya çıkma eğiliminde. Başka bir deyişle, ne istediğinize dikkat edin.

Öyleyse, bu yanıcı kuvveti kuruluşunuzun içine nasıl getirmeniz gerektiğini tasarlamadan önce kendinize nedenini sormanız uygun olabilir. Girişimcilik ruhu, sizin ve ekibin belirlediği iddialı hedeflere ulaşmada yardımcı olabilir mi?

Ah, “hedefler” – kurumsal hayatın yaşam kaynağı, girişimcilerin laneti. Virginia Üniversitesi’nden Saras D. Sarasvathy, “Girişimcileri Girişimci Yapan Nedir?” adındaki çalışmasında yöneticilerin tipik “nedensel” düşünce kalıpları ve girişimcilerin “etkili” mantığı arasındaki farkı belirtti.

İyi yöneticiler, istenilen ve üzerinde anlaşmaya varılan hedefe giden mevcut birçok yolun en iyisini seçiyor, hayal gücü kuvvetli olanlar da yenisini yaratıyor. Nedensel düşünme budur. Girişimciler, etkili rasyonellikleri ile bir hedefle kesinlikle uğraşmazlar, bunun yerine bir dizi detayla başlarlar ve buradan bir dizi potansiyel bitiş noktasını düşünürler. Hangisi ile başlayacaklarını bilemezsiniz çünkü ilk başta kendileri de bilmiyorlar.

Haydi, başka bir şey deneyelim. Girişimcilik – “basit, yalın” – her gün karşınıza çıkan engelleri kaldırmaya yardım edebilir mi? Sizi geri çeken insanların ve sorunların içinden bir yol bulmak için yaptığınız tam olarak bir parça acımasızlık mı?

Aslında, Sarasvathy’nin belirttiği gibi, girişimciler barikatlara karşı koymuyorlar. Onları iyi karşılıyor ve düşüncelerini yeniden şekillendirmek için kullanıyorlar. Yani, tıpkı planla elinizde olduğunu düşündüğünüz şey gibi değişiyor. Tamam.

Girişimcilik basitçe, süreçleri hızlandırmanıza biraz yardımcı olabilir mi? Bu şehir merkezinde olup havaalanına biraz daha hızlı ulaşmayı dilemek gibi. Girişimci, sizi arkanızdan öne itecek kasksız cesur bisikletçiye eşdeğer.

“Biraz daha hızlı” olmayacak, çok daha hızlı olacak – ama belki oraya hiç ulaşamayacaksınız. Girişimcilerin sabırsızlığı, riske oldukça dayanıklı olmaları ile korkutucu bir şekilde kaynaşmış. Araştırmayı boş veriyorlar, rakiplerin analizini dışlıyorlar ve ürün hazırlanmadan aceleyle uyum sağlayarak müşterilere genellikle satıyorlar.

Sarasvathy’nin sıralı girişimcilik muhataplarından birinin ifade ettiği gibi “Her zaman şu sloganla yaşıyorum: ‘Hazır, nişan al, ateş!’” Takım çalışması inancı ile dolmuş ve her zaman gelecekte bir anlam arayan, risk yönetimine alışmış olan işletmelerde, güçlü girişimcilerin bulunması sisteme bir saldırı olarak görülüyor. Ve gerçekten başka bir çeşidi de yok. Hamel’in mantığında bir kusur varsa, o da “ruh” düşüncesinde yatıyor, adeta güvenli bir örneği, hafifletilmiş bir karışımı, gerçek şeyin izini üstlenebilirsiniz. Ancak girişimciler her şey ya da hiç kafasında buna kafayı takmış insanlar. Onlara özgü kararlılığın tümünden yalnızca küçük bir kısmı alabileceğinizi düşünmek mantıksız.Dikkatli olmazsanız eğer, “girişimcilik”, karşılaştığımız belirli sorunlar hakkında epey düşünmek zorunda olduğumuz bu zorlu görevden bizi kurtarma amacına hizmet eden rahatlıkla bulanık dönemlerden biri olacak. Çoğu işletme, daha hızlı, daha cesur ve daha yaratıcı olmanın yollarını bulmalı. Zor kısım, bunun olmasını sağlayacak pratik stratejiler aramak ve uygulamak. Onları “girişimciliğin” öteberi torbası anlayışına sürüklemek tembellik olur ve bu da anlamlı bir değişiklik yaratmaya ihtimal vermiyor.

Buna göre etrafta, güçlü olanı isteyen, etkileri anlayan ve Hamel’in “geleceğin bir parçasına sahip olma” ödülüne bakışını benimseyen yöneticiler olacak.

Potansiyel girişimcileri kendi kurumlarında nasıl teşvik etmeleri gerek? Onlar için nasıl yolu açmalı? Cevap, elbette ki, yapmamaları gerektiği. Duvarları yüksek tutmalı, sermayeyle araya mesafe koymak, lojistik desteği temelde tutmalılar.

Eğer gelişen girişimciler gerçekten doğru kişilerse, bu ihtimallerin üstesinden gelmenin yollarını bulacaklardır. Bu noktada, bu kemerini bağlayarak sürüş için hazır olduğuna karar verme durumunu ve Hamel’in haklı olduğunu umuyoruz.

 

Helen Edwards

Passionbrand Kurucu Ortağı

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayımlanmıştır.