artwork

En yaratıcı kadınlar arasında bir Türk

7 yıl önce

0

Dünyanın en yaratıcı 30 kadını arasında 3’üncü gösterilen TBWAIstanbul Chief Creative Officer’ı İlkay Gürpınar, global çapta başarılarının arkasında işine olan sevgisinin yattığını söylüyor.

Reklam dünyasının erkek egemenliği yıllardır sektörde konuşulan bir gerçek. Araştırmalar, yönetici pozisyonlarının sadece yüzde 30’unun kadınlarda olduğunu gösteriyor. Bu duruma dikkat çekmek isteyen Business Insider, her yıl reklam dünyasının en yaratıcı 30 kadınının belirlendiği bir liste yayınlıyor. Bu yıl ise bu listede ilk kez bir Türk isim görmenin gururunu yaşadık. TBWAIstanbul Chief Creative Officer’ı İlkay Gürpınar, imza attığı birbirinden yaratıcı işlerle listeye üçüncü sıradan girerek önemli bir global başarı elde etti. 10 yılı aşkın süredir görev yaptığı TBWAIstanbul’un Türkiye’nin en büyük ve en çok ödül alan ajansı olarak gelişmesinde önemli rol oynayan ve Cannes Lions dahil olmak üzere global çapta pek çok etkinlikte jürilik üstlenen İlkay Gürpınar ile başarısını konuştuk.

Merve Eker Business Insider’ın “en yaratıcı 30 kadın reklamcı” sıralamasında 3’üncü olarak Türk reklamcılık sektörü adına önemli bir gurur yaşattınız. Daha önce de AdWoman tarafından dünyanın en etkili kadın kreatif direktörlerinden biri olarak gösterilmiştiniz. Globalde aldığınız görevler ve bu unvanlara layık görülmeniz arkasında sizi motive eden etkenler neler? 

İlkay Gürpınar İşimi hep çok sevdim. Çalışmaya başladığım ilk günden beri her dakikasını severek çalıştım. Çalışıyorum. En büyük motivasyon budur herhalde. Yükümüz ağır. Sektör olarak çok çalışıyoruz. Ama işte bütün o ağır çalışma saatlerini unutturan, düze çıkaran, yine bu işe olan sevgimiz. Güzel bir fikir bulunca, sanki hiç sabahlara kadar çalışmamış gibi, hatta yepyeni bir güne taptaze uyanmış gibi oluveriyoruz, her şeyi unutuyoruz. Komik ama gerçek, böyle bir doğası var bu işin.

Merve Eker Bu 30 başarılı isim arasında yer almak neler hissettirdi?

İlkay Gürpınar Sırasıyla: Şaşkınlık, sevinç, mutluluk, mahcubiyet, sorumluluk.

Birçok açıdan çok mutlu oldum tabii ki. Listede birlikte yer aldığım insanlar yıllardır hayranlık içinde izlediğimiz kişiler. Ama bu tarz listelerde isim olarak tek başına anılmak, insanda bir mahcubiyet duygusuna sebep oluyor. Çünkü, bizim meslekte en ufak iş bile tek başına yapılmıyor. En en en minik işte bile bir “ekip” var. Dolayısıyla orada benim ismim geçiyor ama ismi geçmeyen birçok kişinin ismi var aslında. Yıllardır omuz omuza çalıştığım ve her zaman kendimden yetenekli bulduğum kreatif direktörlerimin, her biri ayrı değerli ekip arkadaşlarımın, yönetmenlerin, fotoğrafçıların, müzisyenlerin, üçüncü partilerin… Hepsinin bunda katkısı vardır. Müşterilerimizin de tabii ki. İşinden zevk alan, fikre yol açan biri yoksa karşınızda, ilerlemeniz mümkün değil. Çok şükür, ben de bu konuda hep şanslıydım. Heyecanıma değer veren güzel insanlarla çalıştım, çalışıyorum.

Ama her şeyden önemlisi bu haber bana, benim içime, benim ruhuma çok iyi geldi. Son zamanlarda bir hayli sıkılmışız. İnanılmaz bir tempo içinde, kendi küçük dünyamıza o kadar kapanıp kalıyoruz ki, bazen birilerinin daha bizi izliyor olduğunu bile unutuyoruz. Bu tarz haberler insanı uyandırıyor.

Merve Eker Sektörden de güzel tebrikler aldınız mı?

İlkay Gürpınar Evet. Bu haber herkese iyi geldi sanırım. Harika mesajlar aldım. Tanımadığım kişilerden bile. Biri, “Reklamcılığın da dünyada sayılan, saygı duyulan bir sektör olduğunu gösterdiniz herkese” yazmış. Bu çok dokunaklı geldi mesela bana. Bir hayli de manidar. Böyle haberler duymaya ihtiyacı var sanırım insanların. Türkiye’de çok değerli beyinler var. Potansiyelimiz var. Potansiyelin gerçekleştiğini görmek mutlu ediyor herkesi.

Merve Eker Ödüle adaylık süreci nasıl gelişti? Hangi kriterler seçilmenizde etkili oldu?

İlkay Gürpınar Lokal ve uluslararası pazarda uzun dönem istikrarlı başarınız ve global network’ünüzdeki rolünüz, görevleriniz detaylı bir şekilde değerlendiriliyor.

Bundan yaklaşık sekiz ay önce bizden çok detaylı bilgi istemişlerdi. Benim CV’im, yaptığımız işler, TBWAIstanbul olarak son 10 yılda Türkiye pazarındaki yerimiz, yıllar içinde yurt dışından kazandığımız tüm ödüller ve network’te benim rolüm ile ilgili bilgiler istendi. Son yıllarda TBWA Network’te (Türkiye piyasasında çok da bahsetmediğimiz) kişisel başarılarımız oldu. Birkaç yıl önce TBWA’in global yönetimindeki 8 kreatif yöneticiden biri seçilmiştim. Geçen sene de, TBWAAmsterdam’ın kreatif direktörü ile birlikte, Avrupa’dan sorumlu kreatif direktörler olarak atandık. Lokal sorumluluklarım dışında bir de böyle bir hayat başladı. TBWAIstanbul olarak yıllardır sadece Türkiye’de yılın ajansı olmaya değil, uluslararası arenada da her sene mutlaka düzenli olarak işler yapmaya, başarılar yakalamaya odaklandık. Bu ayrı bir yatırım ve bakış açısı. Eleman alırken bile ismini dünyaya duyurmak isteyen, yoksa mutlu olamayan kişileri seçtik. Artık bu bölgede, Türkiye denince akla gelen bilinen bir ajans olduk. Tüm bunların etkisi olmuştur herhalde.

Merve Eker Business Insider’ın bu sıralamasının yola çıkış nedeni reklamcılıkta kadın liderliğini öne çıkarmak. Araştırmalar kadınların %30’unun reklam endüstrisinde liderlik pozisyonunda olduğunu gösteriyor. Bu durum hakkındaki yorumlarınız neler? Reklam sektöründe kadınların yükselmesinin önündeki zorluklar neler? Bu oranın yükselmesi için sizce neler teşvik etmeli?

İlkay Gürpınar Bunun bariz sebebi, kadının doğada başka görevlerinin de olması.

Düşünsenize, tam da yükselme yıllarında, başarılı bir insanın en verimli olabileceği yıllarda, kadının altından kalkması gereken minik bir görevi var, annelik. Bir anlık bir şey olsa hadi neyse… Sadece fiziksel ağırlığından bahsetmiyorum. Mutlu aile hayatına giden yolda, kadının aklına takılan sorular bile yeterli zihni full-time meşgul etmeye. Unutmayalım ki, bunların üstüne, bir de ataerkil bir toplumuz. Çocukların bakımından sorumlu müdürlük de kadınlara verilmiş. Tüm bunlar kadında müthiş bir meşguliyet yaratıyor. İş hayatı dediğimiz zaten nedir ki, zaman yönetimi.

Merve Eker Kariyerinizdeki başarılar arasında sizi en çok gururlandıran hangisiydi? TBWA’in bu başarıdaki rolü nedir sizce?

İlkay Gürpınar Bana bütün bu oyun alanını sağlamış olması. TBWA liberal bir ajanstır. Bu ajansa girdiğim ilk günden beri bana kendi fikirlerimi uygulama serbestliği tanındı. Burada herkes kendi olabiliyor. Yukarıdan diretmeler doğrultmalar yok. Düşerseniz, kendi yüzünüzden düşmüş oluyorsunuz. Cem Topçuoğlu da bu anlamda çok açık biridir. En inandığı kişiyi atadıktan sonra, hiçbir şekilde karışmaz. Egosu yoktur. Doğruları vardır. Bu, bir iş adamı için sahip olunabilecek en önemli özellik, onunla çalışanlar içinse en büyük nimet. TBWA dünyada da liberal. Mesela her ofisin kendi karakterini oluşturmasına izin veren bir network. Paris’in bambaşka bir kişiliği var, LA’in bambaşka… Tokyo’nun farklı, bizim ayrı… Her ofis kendi otantik kimliğini yaratabiliyor. Network ajanslarında çok ender rastlanan bir durumdur bu. Yaratıcılığı açan ana vana da bu.

Merve Eker Tüketici eğilimlerinin, trendlerin çok hızlı değişip tükendiği bir dünyada kreatif işler üretirken nelerden besleniyorsunuz?

İlkay Gürpınar İnternet büyük bir nimet tabii ki. Anlık meraklar için Google’sız yaşayamam. Ancak beslenme diyorsanız, inanır mısınız ben hala eski tip kaynaklarla besleniyorum. Tam bir dergi delisiyim. Olmazsa olmaz bir yayın listem var. İlle onları okumak istiyorum. Onları okuyunca, nerede yaşadığımı unutuyorum. Dünya vatandaşı olduğumu hissediyorum. Bu da varoluşumuz için korumamız gereken en önemli his. İlle de mesleki yayınlar değil; kültür sanat, moda, tasarım, mimari… Her alandan yayınları düzenli takip ediyorum. Meraklısına mutlak listem şöyle: ID Magazine, Dazed and Confused, Another Magazine, Wired (UK Edition), Esquire (UK Edition), Vanity Fair, Gentlewoman, Fantastic Man, Art Review. Ayrıca son bir iki yıldır kendim de 212 isimli uluslararası bir kültür sanat dergisinin kreatif direktörlüğünü yapıyorum.

Merve Eker Sizi rol model olarak gören kariyerinin başındaki reklamcılara verebileceğiniz tavsiyeler neler?

İlkay Gürpınar Nerede yaşadığınızı unutun. Yandaki ajansla değil, o ajansın New York ofisiyle, Londra ofisiyle yarışın. Bunu yaparsak, rekabet denen şey faydasız kıskançlıklardan çıkıp başlı başına bir ilham kaynağına dönüşüyor, besliyor. Bunu hep kendime hatırlatmaya çalışıyorum. Kim bilir, dünyayı sarsacak bir sonraki reklam fikri belki de sizden çıkacak. O fikir birkaç dakika sonra bile çıkabilir. Öyle de demokratik bir işteyiz. İyiysek hakkını veriyor işimiz. Tamamen bize bağlı. Yapalım o zaman. Kim tutar bizi!

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mayıs 2017 sayısında yayımlandı.