artwork

Keşke Ben Yapsaydım: Altuğ Çavuşoğlu

8 yıl önce

0

Keşke Ben Yapsaydım sayfalarının bu ayki konuğu, PublicisHealthcare Türkiye’nin Kreatif Direktörü Altuğ Çavuşoğlu oldu.

Marka Barack Obama 2008

 Kampanya Change – ABD Başkanlık Seçimi, 2008

 Logo Tasarımı Sender LLC

 Slogan Yes We Can

 Poster Tasarımcısı Shepard Fairey

Sivil haklar savunucusu genç bir avukat ve aynı zamanda taze bir kongre senatörünün politik bir markaya; yani vaade ve umuda nasıl dönüştüğünü gördük bu kampanya ile. Sosyal medyanın aktif bir şekilde kullanıldığı, kendi kampanya kaynaklarını bizzat kampanyanın kendisinin yarattığı, bir yüzün umuda ve değişime bağlandığı benzersiz bir iletişim sürecidir söz konusu olan. Gönüllülüklerin öne çıktığı, ufak katılımların kartopu etkisiyle çoğalıp rakiplerin ezip geçildiği politik bir çığa yol açmıştır bu süreç.

Barack Obama’nın başkanlık dönemi her çeşit tartışmaya konu edilebilir ama başkan olma süreci ve bu süreçte kullandığı iletişim teknikleri biz reklamcı ve iletişimci kesim için çok zihin açıcı oldu, bu kesin. Siyasi iletişimde lideri marka olarak konumlandırmayı Tony Blair ve Bill Clinton örneklerinden biliyorduk. Küçük kaynak ve bağışların büyük etkiler doğurabildiği, grassroot sivil haklar mücadelelerinden hafızamızdaydı ama internet ve sosyal medyanın kampanyanın ana ayaklarından biri haline gelip katalizör işlevi gördüğünü ilk bu kampanya ile öğrendik ve etkilendik.

Obama’nın yüzü bir marka logosu oldu ve sloganın kendisi marka haline geldi: “Change!” Modern dünyanın aurası olan değişim kavramını aynı zamanda sihirli bir değnek, her kapıyı açan politik bir maymuncuk mesajı olarak kullanmak tam anlamıyla şapkadan tavşan çıkarmaktır ve muhteşem bir kaldıraç olmuştur. Değişimi eğer Obama gibi siz başlatıyorsanız gerçekten şanslısınız; eğer başlatamıyorsanız da ayak uydurmakla yetinmemeli, mutlaka yakalamalı, yönlendirmeli ve yönetmelisiniz: Kısacası “Lead the change” diyoruz.

 

Bu yazı, Campaign Türkiye’nin Mart 2016 sayısında yayımlanmıştır.