Benim başıma gelmez, demeyin

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Şeyda Taluk, dijital ortamda sadece tek bir tık ötede olan krize karşı nasıl hazırlıklı olunacağını anlatıyor.

Dijital dünyada, eski günlerde olduğu gibi haberlerin yayılmasını önlemek neredeyse imkansız. Bunu yasaklama yoluyla yapan şirketler var tabii. Ama bu, marka için tam bir intihar. Sonsuz demokrasinin hüküm sürdüğü bu “post truth” alemde ne yapmak gerekiyor peki?

Zira kriz tek bir tık ötenizde, saniyeler içinde kendinizi milyonlarca insanın sizi yerden yere vurduğu bir ortamda bulmanız mümkün. Aslında krizin yayılma hızı dijital dünyada daha yoğun olsa da, kriz bildiğimiz kriz ve birçok yanıyla fiziki dünyada gerçekleşen kriz yönetiminden çok fazla farkı yok.

Krizi yönetmenin en önemli adımı, buna hazırlıklı olmak. “Benim başıma gelmez” demekle olmuyor; çünkü herkesin başına gelebilir. Bu nedenle bütün kurumların krizle ilgili ön çalışması yani bir kriz yönetimi planı, bu konuda eğitimli bir personeli olması gerekir. Krizi yönetmenin önemli ilkesi herkesten 1-2 adım önde olmayı becerebilmekte. Beklenmeyene hazırlıklı olmak sizi hep bir kaç adım önde tutar. Diğer önemli bir şey de, krizi göz ardı etmek. Özellikle Türkiye’de “aman n’olacak, geçer gider” inanışı birçok kurumsal yapıda dahi kendini göstermekte. En ufak bir kriz bile önemli ve konusunun ehli kişilerce profesyonelce yönetilmesi gerekmekli. Diğer önemli bir unsur da, harekete geçmeden önce kriz durumunun çok iyi değerlendirilmesi ve tüm süreçlerinin anlaşılması.

Tepki vermek yerine kendi bakış açından diğerlerini de dışlamayan bir proaktif kriz iletişimi ancak iyi bir değerlendirme süreci sonrasında ortaya çıkar.

Dijital dünyaya yön veren etkileyiciler, sözleri dinlenen kişiler, kanallar, krizi iletişimi planı yapılırken asla göz ardı edilmemesi gereken kişiler. Bu kişileri veya kanalları izleyin, hassasiyetlerini anlayın. Özellikle etkileyicilerle iletişime yönelik özel bir strateji geliştirin. Zira dijital dünyada artık her şey kişiye ve onun yolculuğuna özel.

Şeyda Taluk
Bahçeşehir üniversitesi

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mayıs 2017 sayısında yayımlandı.